فَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ
Fe men ya’mel miskâle zerretin hayren yereh(yerehu).
| fe men | : artık kim |
| ya'mel | : yapar, işler |
| miskâle | : ağırlık |
| zerretin | : zerre, en küçük miktar |
| hayren | : bir hayır |
| yera-hu | : onu görür |
İşte kim zerre ağırlığınca bir hayır yapıyor (idiy) se onu (n sevabını) görecek,
Artık her kim bir zerre ağırlığında bir hayır işlemiş ise onu görecektir.
Ki her kim zerre mikdarı bir hayır işlerse onu görecek
Her kim zerre kadar bir hayır isterse onu görecek;
Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.
Kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür.
Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükâfatını görecektir.
Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür.
Artık kim zerre kadar bir iyilik yapmışsa onu görecek.
Zerre ağırlığınca hayır yapan onu bulur,
Zira, kim zerre miktarı bir hayır işlerse, onun mükâfatını görecek.
Kim, zerre mikdarı hayır işlerse; onu görür.
Artık kim, bir zerre ağırlığı hayır yapmışsa görür onu.
Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür.
kim zerre ağırlığınca hayır işlerse, onu görür.
Kim zerre kadar iyilik yapmissa onu gorur.
Artık kim zerre ağırlığınca hayır yapmışsa onu görür,
Artık kim zerre ağırlığınca hayır işlerse, onu görür.
Ve kim zerre kadar iyilik yapmışsa, onu(n karşılığını) görecek,
Kim zerre ağırlığınca iyilik yapmışsa onu görür.
Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onu görür;
Kim zerre kadar bir iyilik yapmışsa onu görür.
Artık kim zerre ağırlığınca hayır yapmışsa onu görür.
Artık, kim bir zerre miktarı hayır üretmişse onu görür.
Kim bir atom ağırlığı iyilikte bulunursa onu görür.