hud suresi 73. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123


قَالُواْ أَتَعْجَبِينَ مِنْ أَمْرِ اللّهِ رَحْمَتُ اللّهِ وَبَرَكَاتُهُ عَلَيْكُمْ أَهْلَ الْبَيْتِ إِنَّهُ حَمِيدٌ مَّجِيدٌ

Kâlû e ta’cebîne min emrillâhi rahmetullâhi ve berekâtuhu aleykum ehlel beyt(beyti), innehu hamîdun mecîd(mecîdun).


kâlû: dediler
e: mı
ta'cebîne: şaşırıyorsun
min emri allâhi: Allah'ın emrinden (dolayı), Allah'ın emrine
rahmetu allâhi: Allah'ın rahmeti
ve berekâtu-hu: ve onun bereketi
aleykum: sizin üzerinize
ehle el beyti: ev halkı
inne-hu: muhakkak o
hamîdun: çok övülen, kendisine çok hamdedilendir
mecîdun: şanı yücedir, meciddir


Hasan Basri Çantay
(Elçi melekler): «Allahın emrine mi şaşıyorsun? Ey ehl-i beyt, Allahın rahmeti, bereketleri sizin üzerinizdedir. Şübhe yok ki, O, asıl hamde lâyık, hayr-u ihsanı çok olandır» dediler.

Ömer Nasuhi Bilmen
Dediler ki: «Sen Allah'ın emrinden taaccüb eder misin? Ey ehl-i Beyt! Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir. Şüphe yok ki o hamîddir, mecîddir.»

Elmalılı Hamdi Yazır
Sen, dediler: Allahın emrinden taacüb mü ediyorsun? Allahın rahmeti ve berekâtı var üzerinizde ey ehli beyt! Şübhe yok ki o bir hamîddir mecîddir

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Elçiler: «Sen Allah'ın işine mi şaşıyorsun ? Allah'ın rahmeti ve bereketi var üzerinizde ey ev halkı, şüphe yok ki, O, övülmeye layık ve lütfü çok olandır.» dediler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Dediler: «Sen Allah'ın emrine mi şaşıyorsun? Allah'ın rahmeti ve berekâtı üzerinizdedir. Ey ev halkı! Muhakkak ki O, hamiddir (övülmeye lâyıktır), meciddir (cömertliği boldur).»

Diyanet İşleri (eski)
'Ey evin hanımı! Allah'ın rahmeti ve bereketleri üzerinize olmuşken, nasıl Allah'ın işine şaşarsın? O, övülmeye layıktır, yücelerin yücesidir' dediler.

Diyanet İşleri
Melekler, “Allah’ın emrine mi şaşıyorsun? Allah’ın rahmeti ve bereketi size olsun ey (peygamber ocağının) ev halkı! Şüphesiz O, övülmeye lâyıktır, şanı yücedir.” dediler.

Diyanet Vakfi
(Melekler) dediler ki: Allah'ın emrine şaşıyor musun? Ey ev halkı! Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir. Şüphesiz ki O, övülmeye lâyıktır, iyiliği boldur.

Celal Yıldırım
(Elçi melekler) ona : «Allah'ın emrine mi şaşıyorsun ? Ey ev halkı, Allah'ın rahmeti ve bereketleri üzerinizdedir. Şüphesiz ki Allah çok övülmeye lâyıktır ve O, çok yüce ve çok şanlıdır.

Suat Yıldırım
Elçi melekler: "Sen, dediler, Allah’ın emrine mi şaşırıyorsun? Ey ehl-i beyt! Allah’ın rahmeti ve bereketi sizin üzerinize olsun. O gerçekten her türlü hamde lâyıktır, hayır ve ihsanı boldur."

Ali Fikri Yavuz
(Melekler ona) dediler ki: “- Sen Allah’ın emrine mi şaşıyorsun? Allah’ın rahmeti ve bereketleri üzerinize olsun, ehl-i beyt... Şüphe yok ki Allah nimet vermesiyle hamde lâyıktır, lütuf ve ihsanıyla yücedir.”

İbni Kesir
Dediler ki: Allah'ın işine mi şaşarsın ey evin hanımı? Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizedir. Muhakkak ki O, Hamid'dir, Mecid'dir.

Abdulbaki Gölpınarlı
Onlar, Allah'ın işine mi şaşıyorsun dediler, ey Ehli Beyt, Allah'ın rahmeti ve bereketleri size; şüphe yok ki o, övülmeye lâyık, kullara müstahak olmadan ihsânda bulunan bir Tanrıdır.

Adem Uğur
(Melekler) dediler ki: Allah'ın emrine şaşıyor musun? Ey ev halkı! Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir. Şüphesiz ki O, övülmeye lâyıktır, iyiliği boldur.

Ali Bulaç
Dediler ki: "Allah'ın emrine mi şaşıyorsun? Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir, ey ev halkı şüphesiz O, övülmeye layık olandır, Mecid'tir."

Bekir Sadak
«Ey evin hanimi! Allah'in rahmeti ve bereketleri uzerinize olmusken, nasil Allah'in isine sasarsin? O, ovulmeye layiktir, yucelerin yucesidir» dediler.

Fizilal-il Kuran
Konuklar, kadına «Allah'ın işine mi şaşıyorsun? Ey hane halkı, Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerinizdedir. Hiç kuşkusuz O, övgüye ve yüceltilmeye lâyıktır» dediler.

Gültekin Onan
Dediler ki: "Tanrı'nın buyruğuna mı şaşıyorsun? Tanrı'nın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir, ey ev ehli şüphesiz O, övülmeye layık olandır, Mecid'tir."

Muhammed Esed
"Allah'ın dilediğini gerçekleştirmesini mi yadırgıyorsun?" dediler, "Allah'ın rahmet ve bereketi sizin üzerinize olsun ey bu evin insanları, (hemen hatırlayın ki,) her zaman her övgüye layık olan O'dur; şanı çok yüce olan O!"

Şaban Piriş
-Sen Allah’ın işine mi şaşırıyorsun? dediler, Ey evin halkı, Allah’ın rahmeti ve bereketi sizin üzerinizdedir. Şüphesiz, övgüye layık ve eşsiz cömert O’dur.

Tefhim-ul Kuran
Dediler ki: «Allah'ın emrine mi şaşırıyorsun? Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir, ey ev halkı şüphesiz O, övülmeye layık olandır, Mecîd'tir.»

Ümit Şimşek
Onlar 'Allah'ın işine mi şaşıyorsun?' dediler. 'Allah'ın rahmeti ve bereketleri üzerinize olsun, ey hane halkı. O hamd edilmeye lâyıktır ve şanı pek yücedir.'

Süleyman Ateş
Dediler ki: "Allâh'ın işine mi şaşıyorsun? Allâh'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir, ey ev halkı! O, övülmeğe lâyıktır, iyiliği boldur."

Yaşar Nuri Öztürk
Dediler ki: "Allah'ın emrine mi şaşıyorsun? Allah'ın rahmeti ve bereketleri üzerinizdedir ey ev halkı! O Hamîd'dir, Mecîd'dir."

Edip Yüksel
'ALLAH'ın işine mi şaşıyorsun,' dediler, 'ALLAH'ın rahmeti ve bereketi sizin üzerinizedir ey ev halkı. O Övgüye En Layıktır, Yücelerin Yücesidir.'