وَلَا الظُّلُمَاتُ وَلَا النُّورُ
Ve lez zulumâtu ve len nûr(nûru).
| ve lâ | : ve değil, olmaz |
| ez zulumâtu | : karanlıklar |
| ve lâ | : ve değil, olmaz |
| en nûru | : ve nur, aydınlıklar |
(19-20-21) Körle gören, karanlıklarla nuur, gölge ile sıcak bir olmaz.
(19-20) Ve kör ile gören müsavî olmaz. Ve zulmetler ile nûr da (müsavî değildir).
Ne zulümat ile nûr
ne karanlıklar ile aydınlık,
Ne de karanlıklar ile aydınlık,
(19-21) Kör ile gören, karanlıklar ile ışık ve gölgelikle sıcaklık bir değildir.
Karanlıklar ile aydınlık bir olmaz.
(19-21) Körle gören, karanlıkla aydınlık, gölge ile sıcak bir olmaz.
Karanlıklar ile aydınlık,
(19-22) Görenle görmeyen (âma) bir olmaz. Karanlıklarla aydınlık, gölge ile sıcak, dirilerle ölüler de bir olmaz! (müminlerle kâfirler bir olmaz). Allah, dilediğine hakkı işittirir, sen kabirde olanlara sesini elbette işittiremezsin.
Ne karanlıklarla aydınlık,
Ve karanlıklarla aydınlık da.
Ve ne karanlıklarla aydınlık.
Karanlıkla aydınlık da bir olmaz.
Karanlıklarla aydınlık,
N/A
Karanlıklar ile ışık da bir olmaz.
Karanlıklarla aydınlık.
ne de aydınlık ile zifiri karanlık;
Karanlıkla aydınlık...
Karanlıklarla aydınlık,
Ne karanlıklar ile nur,
Karanlıklarla, aydınlık da bir olmaz.
Karanlıklarla ışık da bir olmaz!
Ne karanlıklar ile ışık.