فَإِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا
Fe inne maal usri yusra(yusren).
| fe | : öyleyse, o halde |
| inne | : muhakkak |
| mea | : beraber |
| el usri | : zorluk |
| yusran | : kolaylık |
Demek, hakıykaten güçlükle beraber kolaylık var.
(4-5) Ve senin için şanını yükselttik. Artık şüphe yok, çetinlikle beraber bir kolaylık vardır.
Demek ki zorlukla beraber bir kolaylık var
Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık var.
Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık vardır.
Elbette güçlükle beraber şüphesiz bir kolaylık vardır.
Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır.
(5-6) Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.
Şüphesiz ki zorluk ve sıkıntıyla beraber kolaylık vardır.
Demek ki güçlükle beraber kolaylık vardır.
Demek ki, zorlukla beraber bir kolay var.
Muhakkak ki güçlükle beraber bir kolaylık vardır.
Artık şüphe yok ki her güçlükle berâber bir de kolaylık var.
Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır.
Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır.
Elbette guclukle beraber suphesiz bir kolaylik vardir.
Muhakkak ki her güçlükle beraber bir kolaylık vardır,
Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır.
Elbette her güçlükle birlikte bir kolaylık vardır:
Şüphesiz her zorlukla, bir kolaylık vardır.
Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık da vardır,
Zorlukla beraber kolaylık vardır.
Muhakkak her güçlükle beraber bir kolaylık vardır.
Demek ki, zorluğun yanında bir kolaylık mutlaka var!
Elbette, kolaylık zorlukla birliktedir.