Silgi Yiyen Çocuk

800px-pelikan_radiergummiELİMDEN oyunumu ve yazlık elbiselerimi aldığı için sonbaharı pek sevmezdim. Bir de, okulların başladığı bir mevsim olduğundan tabii. Çocukluk günleri malûm; bir günümüz bir hafta kadar uzun gelirdi bize. İşte o uzun günlerin bitmez zannedilen yaz tatilinin peşinden eylül çıkagelirdi. Eylül; tatile veda, okula merhaba demekti… Bahçemizdeki kavak ağaçlarının yaprak döküm mevsimiydi.

Devamını oku: Silgi Yiyen Çocuk

Tek kol ve Tek bacaklı Arkadaş...

asker19Vietnam'da savaştıktan sonra sonuna evine dönmekte olan bir asker hakkında bir hikaye anlatılır:

San Francisco'dan ailesini aradı:
-Anne baba eve dönüyorum,ama sizden bir şey rica ediyorum,yanımda bir arkadaşımı da getirmek istiyorum.
-Memnuniyetle onunla tanışmak isteriz.
-Bilmeniz gereken bir şey var ama.dıye devam eder oğulları.Arkadaşım savaşta ağır yaralandı.Bir mayına bastı ve bir koluyla ayağını kaybetti.Gidecek hiçbir yeri yok ve onun gelip bizimle kalmasını istiyorum

 

Devamını oku: Tek kol ve Tek bacaklı Arkadaş...

Ama Ben Kim Olduğunu Biliyorum

htiyarkarkocafc1Yaşlı bir bey, sabah erken evinden çıkmış yolda ilerlerken, bir
bisikletlinin kendisine çarpması ile yere yuvarlanmış ve hafif yaralanmış.
Sokaktan geçenler, yaşlı adamı hemen en yakın sağlık birimine
ulaştırmışlar

 

Devamını oku: Ama Ben Kim Olduğunu Biliyorum

Eksikliğin en güçlü tarafın olabilir...

basariJaponya'da bir çocuk 10 yaşlarındayken bir trafik kazası geçirmiş ve sol kolunu kaybetmiş.Oysa çocuğun büyük bir ideali varmış. Büyüyünce iyi bir judo ustası olmak istiyormuş.

Sol kolunu kaybetmekle birlikte, bu hayali de yıkılan çocuğunun büyük bir depresyona girdiğini gören babası, Japonya'nin ünlü bir Judo ustasına gidip yapılacak bir şeyin olup olmadığını sormuş..

 

Devamını oku: Eksikliğin en güçlü tarafın olabilir...

Bir Saatlik Dost

dosttHızlı bir çalışma temposunun ardından saatin beş olduğunu Kat nöbetini devretmeye gelen hemşire arkadaşlar sayesinde fark etmiştik. Yoğun bir servisti çalıştığım servis, çocuk servisleri hastanelerin en yoğun ve gürültülü olan servisleridir. Artık günün yoğunluğu geçmiş servis sessiz bir hal almıştı aksam tedavilerini henüz bitirmiş ofiste çay içmeye gitme telaşındaydım Çünkü o günün ilk çayını içme fırsatı yakaladım diye kendi kendime düşünüyordum. Kep dağılmış saç baş karışmış yorgun bitkin bir haldeydim tedavi odasından çıktığımda.
 

Devamını oku: Bir Saatlik Dost

Kabus

cicekÇocukluğumdan beri dar mekanlardan sıkılır ve bu tür yerlerden feryat edercesine uzaklaşırdım.İleri yaşlarda bunun bir hastalık olduğunu anlamış, fakat bu illetten bir türlü kurtulamamıştım... Oysa ki dar mekanlara, şimdi ister istemez girecektim...
Beni sarıp sarmalamışlar ve uzunca bir tabuta yerleştirmişlerdi. Çevremde dolaşanların sesini gayet iyi duyuyor ve gözlerim kapalı olmasına rağmen, her nasılsa onları görebiliyordum...

Devamını oku: Kabus

4 Oğul 4 Mevsim

4mevsimjo0Bir zamanlar 4 Oğlu olan bir adam varmış..
Çocuklarının çok erken karar vermemeleri ve önyargılı olmamaları için onları bu konuda eğitmek istemiş.

Böylece her birini uzak bir yerde duran Ağacın yanına gidip ona bakmalarını istemiş. .

İlk oğlan Kışın gitmiş, İkincisi İlkbahar, üçüncüsü yazın ve sonuncusu sonbaharda.
 

Devamını oku: 4 Oğul 4 Mevsim

Hayat Aceleye Gelmez

5000000005451622Yıllar önce, çok uzaklarda bir adam varmış. Bu adam çalışmak amacıyla çok uzaklara gitmiş ve yıllarca çalışmış. Sonunda memleketine dönme zamanı gelmiş. Bu çalışma sürecinde toplam 3000 akçe biriktirmiş ve evinin yolunu tutmuş.

Evine doğru giderken yolu büyük bir şehirden geçmiş.Yolda yürürken köşe başında birisi "Bir nasihat bin akçe, bir nasihat bin akçe" diye bağırıyormuş. Adam düşünmüş: "Nasıl olur, bir nasihati bin akçeye satarlar, ben yıllarca çalıştım ve sadece 3000 akçe biriktirdim".

Devamını oku: Hayat Aceleye Gelmez

Eskimeyen Dost

 Çay bahçesinde oturan 55-60 yaşlarındaki adam, yanına yeni gelen aynı yaşlarındaki arkadaşına öfkeyle söyleniyordu;

- Biraz daha gelmeseydin canım, kök salıyordum yavaş yavaş.

- Aziz bey, insan arkadaşını böyle mi karşılar.

Aziz bey, ayağa kalkıp arkadaşına sarıldıktan sonra sitemli konuşmalarına devam etti.

Devamını oku: Eskimeyen Dost

Vefa umarken ondan... Sen vefalı ol!

roseBir savaşın en kanlı günlerinden biridir. Bir asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü görür. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı bir durumda, kurşun yağmuru altındadırlar. Asker, teğmene koşar ve “Komutanım, arkadaşım yaralandı, müsaade ederseniz onu alıp gelebilir miyim?..” diye sorar.


Devamını oku: Vefa umarken ondan... Sen vefalı ol!

Basamaklarda Unutulan Vefa

15“Beni de götürsen İstanbul’a, senden başka dayanağım yok.” diyerek tuttu titreyen elleriyle oğlunun bileğinden. “Ne olur!” dedi, “Ne olur, beni de götür oğul; tek başıma yapamıyorum buralarda.” Anadolu’nun tozlu, topraklı köylerinin kavak yeli kokan diliyle serzenişte bulundu evlâdına. Yalnız kalmak artık tak demişti canına. Oğlundan gelen cevap, yaşlı gözlerini donuklaştırıverdi: “Olmaz ana; biliyorsun, götüremem seni!” Damarları çıkmış, derisi büzüşmüş cefakâr elleriyle yazmasını düzeltti:

Devamını oku: Basamaklarda Unutulan Vefa

Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.