272 Delâlet-i ve subutu zanni olan nass'larla meydana gelen hükümlerden birisi de mekruhtur. İşlenmesi hakkında kat'i bir nehiy bulunmayan ancak terkedilmesi sevimli olan fiillere "Mekruh" denir. Meselâ: Bir vacibin veya sünnetin terkini içine alan fiiller mekruhtur. Vacib'in terki; "Kerahat-ı Tahrimiyye", sünnetin terki ise "Kerahat-ı Tenzihiyye" ile mekruhtur. Molla Hüsrev: "Kerahat-ı Tahrimiyye ile mekruh olan şey, İmam-ı Muhammed'e göre haramdır. Kesin nass bulunmadığı için haram lafzı kullanılmamıştır. İmam-ı Muhammed (rha) kitaplarında "Kerahati" kullandığı zaman, bununla haramı kasdetmektedir. İmam-ı Azam (rha) ile İmam-ı Yusuf (rha)'a göre; kerahat-ı tahrimiyye harama yakındır. Ancak haram değildir. Kerahat-ı Tahrimiyye ile mekruh olan şeyin harama nisbeti, vacibin farza nisbeti gibidir? Kerahat-ı tenzihiyye ile mekruh olan ise, helâle daha yakındır"(37) hükmünü zikretmektedir. Mü'minler; nasıl vacib olan ibadeti eda hususunda titizlik gösteriyorlarsa, "Tahrimen mekruh" olan hususlarda da titiz olmak durumundadırlar. Zira Vacib ne ile sabitse, tahrimen mekruh'ta onunla sabittir. Delil noktasında kuvvetleri aynıdır.