قُلْ إِنَّمَا الْعِلْمُ عِندَ اللَّهِ وَإِنَّمَا أَنَا نَذِيرٌ مُّبِينٌ
Kul innemel ilmu indallâhi ve innemâ ene nezîrun mubîn(mubînun).
| kul | : de |
| innemâ | : ancak, sadece |
| el ilmu | : ilim, bilgi |
| inde allâhi | : Allah'ın indinde, yanında |
| ve innemâ | : ve ancak, sadece |
| ene | : ben |
| nezîrun | : uyarıcı |
| mubînun | : apaçık, açıklayan, açıkça bildiren |
De ki: O (nun vaktına âid) bilgi ancak Allahın nezdindedir. Ben sâdece Allahın azabını apaçık haber veren (bir peygamber) im».
De ki: «Şüphe yok, ona ait bilgi ancak Allah'ın indindedir ve ben muhakkak ki ancak açıkça bildiren bir korkutucu peygamberim.»
De ki, o ılim ancak Allahın ındindedir, ben sade açık anlatan bir nezîr (kocundurucu bir Peygamber)im.
De ki: «(Ona ait) o bilgi ancak Allah'ın katındadır. Ben, yalnızca açıkça anlatan bir uyarıcıyım (peygamberim).»
De ki: «(O'na ait) bilgi, Allah'ın yanındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.»
De ki: 'Onu bilmek ancak Allah'a mahsustur. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.'
De ki: “O bilgi, ancak Allah katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.”
De ki: O bilgi, ancak Allah'a mahsustur. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.
De ki: Bunun bilgisi ancak Allah katındadır. Ben sadece açık bir uyarıcıyım.
De ki: "Bunu yalnız Allah bilir. Ben ise sadece açık ve kesin bir tarzda uyarırım."
(Onlara) de ki: “- O (azaba dair) ilim, ancak Allah katındadır. Ben, sadece açık anlatan (azabla korkutucu) bir peygamberim.”
De ki: Bilgi; ancak Allah katındadır. Ve ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.
De ki: Bilgi, ancak Allah katındadır ve ben, ancak apaçık bir korkutucuyum.
De ki: O bilgi, ancak Allah'a mahsustur. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.
De ki: "(Bununla ilgili) Bilgi ancak Allah'ın katındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."
De ki: «Onu bilmek ancak Allah'a mahsustur. Ben sadece apacik bir uyariciyim.»
De ki: «O bilgi ancak Allah'a mahsustur. Ben ise sadece açık sözlü bir uyarıcıyım.»
De ki: "(Bununla ilgili) Bilgi ancak Tanrı'nın katındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."
Onlara de ki (ey Peygamber): "Onun bilgisi yalnız Allah katındadır; ben ise sadece bir uyarıcıyım".
De ki: - Bunun bilgisi yalnız Allah’tadır. Ben sadece bir uyarıcıyım.
De ki: «(Bununla ilgili) Bilgi ancak Allah'ın katındadır. Ben ancak apaçık olan bir uyarıcı-korkutucuyum.»
Sen de ki: Onun bilgisi Allah katındadır; ben ise apaçık bir uyarıcıyım.
De ki: (Ona âit) Bilgi, Allâh'ın yanındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."
De ki: "Bilgi Allah'ın katındadır. Bana gelince, ben ancak açıkça uyaran biriyim."
De ki, 'Bu bilgi ALLAH'ın katındadır. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.'