ثُمَّ لَتَرَوُنَّهَا عَيْنَ الْيَقِينِ
Summe le terevunnehâ aynel yakîn(yakîni).
| summe | : sonra |
| le | : mutlaka |
| terevunne-hâ | : onu göreceksiniz |
| ayne el yakîni | : Ayn'el Yakîn, göz ile |
Yine andolsun, onu ayn-ı yakıyn ile mutlak göreceksiniz.
Sonra onu elbette ki, ayne'l yakîn göreceksiniz.
Sonra kasem olsun onu çaresiz aynel yakîn göreceksiniz
Sonra yine andolsun ki, onu yakın gözüyle göreceksiniz!
Sonra, yemin olsun ki, cehennemi yakin gözüyle göreceksiniz.
And olsun ki, onu gözünüzle kesin olarak göreceksiniz.
Yine andolsun, onu gözünüzle kesin olarak göreceksiniz.
(5-8) Gerçek öyle değil! Kesin bilgi ile bilmiş olsaydınız, (orada) mutlaka cehennem ateşini görürdünüz. Sonra ahirette onu çıplak gözle göreceksiniz. Nihayet o gün (dünyada yararlandığınız) nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz.
Yine de orayı gözlerinizle kesinlikle göreceksiniz !.
Evet, evet onu mutlaka gözlerinizle göreceksiniz!
Yine and olsun, onu, muhakkak kesin bir görüşle göreceksiniz.
Andolsun ki; yine onu gözünüzle kesin olarak göreceksiniz.
Sonra da andolsun ki gözlerinizle göreceksiniz.
Sonra ahirette onu çıplak gözle göreceksiniz.
Sonra onu, gerçekten yakîn gözüyle (Ayne'l Yakîn) görmüş olacaksınız.
And olsun ki onu gozunuzle kesin olarak goreceksiniz.
Andolsun ki onu gözünüzle kesin olarak göreceksiniz.
Sonra onu, gerçekten yakin gözüyle (Ayne'l Yakin) görmüş olacaksınız.
Sonunda onu keskin bir gözle mutlaka göreceksiniz:
Nitekim onu, yakın bir gözle göreceksiniz.
Sonra onu, hiç tartışmasız yakîn gözüyle (Ayne'l Yakîn) görmüş olacaksınız.
Onu gözünüzle göreceksiniz.
Sonra onu kesin olarak gözle göreceksiniz.
Yine yemin olsun, onu gözünüzle apaçık göreceksiniz!
Zaten, onu gözünüzle kesin olarak göreceksiniz.