كَلَّا لَوْ تَعْلَمُونَ عِلْمَ الْيَقِينِ
Kellâ lev ta’lemûne ilmel yakîn(yakîni).
| kellâ | : hayır |
| lev ta'lemûne | : keşke siz bilseydiniz |
| ilme el yakîni | : İlm'el Yakîn, kesin bilgi |
Sakının. Eğer şübhesiz (ve kat'î) bir bilgi ile bilseydiniz (böyle yapmazdınız).
Vazgeçin. Sizin anladığınız gibi değil, eğer yakın bir bilgi ile bilecek olsa idiniz. (öyle yapmazdınız).
Öyle değil, ilmel yakîn bilseniz
Öyle değil, kesin olarak bilseniz,
(5-6) Hayır! Eğer kesin bilgi ile bilseniz, elbette cehennemi görürsünüz.
Dikkat edin, şayet yaptığınızın sonucunu kesin olarak bir bilseniz!
Hayır, kesin olarak bir bilseniz..
(5-8) Gerçek öyle değil! Kesin bilgi ile bilmiş olsaydınız, (orada) mutlaka cehennem ateşini görürdünüz. Sonra ahirette onu çıplak gözle göreceksiniz. Nihayet o gün (dünyada yararlandığınız) nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz.
Hayır, (iş bu kadar da değil) kesin bir bilgiyle (yaptıklarınızın ne kazandırdığını) bir bilseniz (büyük bir pişmanlık duyardınız)!
Sakının bundan! Eğer kesin bir tarzda (ilmelyakin) bilseydiniz böyle yapmazdınız.
Sakının; eğer (kıyamet günü size ne yapılacağını) kesin bir bilgiyle bilseydiniz, (dünyada öğünüp durmazdınız).
Hayır; eğer kesin bir bilgi ile bilseydiniz,
İş öyle değil, şüphesiz olarak iyiden iyiye bir bilseniz.
Gerçek öyle değil! Kesin bilgi ile bilmiş olsaydınız,
Hayır; eğer siz kesin bir bilgiyle bilmiş olsaydınız,
Dikkat edin, sayet yaptiginizin sonucunu kesin olarak bir bilseniz!
Hayır gerçeği kesin bilgi ile bilseydiniz,
Hayır; eğer siz kesin bir bilgiyle bilmiş olsaydınız,
Hayır, (onu) tartışılmaz bir kesinlikle anlasaydınız,
Hayır, Kesin bir bilgiyle bilseniz ..
Hayır; eğer siz kesin bir bilgiyle bilmiş olsaydınız,
Onu kesin olarak bir bilseydiniz!
Hayır, (gerçeği) kesin bilgi ile bilseydiniz;
İş, sizin bildiğiniz gibi değil! Ne olurdu, şaşmaz ve aldatmaz bir bilgiyle bilseydiniz!
Doğrusu, kesin olarak bilseydiniz.