يَعْلَمُونَ ظَاهِرًا مِّنَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَهُمْ عَنِ الْآخِرَةِ هُمْ غَافِلُونَ
Ya’lemûne zâhiren minel hayâtid dunyâ, ve hum anil âhıreti hum gâfilûn(gâfilûne).
| ya'lemûne | : biliyorlar, bilirler |
| zâhiren | : zahir olan, görünen |
| min | : dan |
| el hayâti ed dunyâ | : dünya hayatı |
| ve hum | : ve onlar |
| anil âhıreti (an el âhireti) | : ahiretten |
| hum | : onlar |
| gâfilûne | : gâfil olanlar |
Onlar (bu) dünyâ hayâtından (yalınız) bir dış (taraf) ı bilirler. Ahiretden ise onlar gaafillerin ta kendileridir.
Dünya hayatından bir âşikâre olanı bilirler. Ahiretten ise gafiller olanlar onlardır, onlar.
Bir zâhir bilirler Dünya hayattan, Âhıretten ise hep gafildirler
Onlar, bu dünya hayatının dış yüzünü bilirler; ahiretten ise hep gafildirler.
Onlar, sadece bu dünya hayatının dış yüzünü bilirler. Ahiretten ise onlar hep gafildirler.
Onlar, dünya hayatının görülen kısmını bilirler. Onlar, ahiretten habersizdirler.
Onlar dünya hayatının ancak dış yönünü bilirler. Ahiret konusunda ise tamamen gaflettedirler.
Onlar, dünya hayatının görünen yüzünü bilirler. Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler.
Onlar Dünya hayatının bir dış tarafını bilirler. Onlar Âhiret'ten oldukça habersizdirler.
Bildikleri, sadece dünya hayatının dış görünüşüdür; ama âhiretten habersiz, gafildirler.
(O Mekke halkı) dünya hayatından bir dış görünüşü bilirler, (geçimleri için çalışırlar). Ahiretten ise hep habersizdirler.
Onlar dünya hayatının yalnız dış yüzünü bilirler. Ve onlar ahiretten ise gafillerdir.
Dünyâ yaşayışının yalnız dış yüzünü bilirler ve onlar, âhiretten gafil olanlardır.
Onlar, dünya hayatının görünen yüzünü bilirler. Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler.
Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır.
Onlar, dunya hayatinin gorulen kismini bilirler. Onlar, ahiretten habersizdirler.
Onlar dünya hayatının görülen kısmını bilirler. Ahiretten ise habersizdirler.
Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır.
Onlar bu dünya hayatının yalnız görünen yüzünü tanırlar, ebedi ve nihai olandan ise tamamen habersizdirler.
Onlar, dünya hayatının görünüşünü bilirler. Onlar, ahiretten gafil kimselerdir.
Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır.
Onlar sadece dünya hayatının dış yüzünü bilirler; âhiretten ise habersizdirler.
Onlar, sadece şu yakın hayâtın dış yüzünü bilirler; âhiretten ise onlar tamamen gâfildirler.
Onlar basit ve iğreti hayattan, bir dış görünüşü bilirler. Ama âhiretten tam bir gaflet içindedirler onlar!
Onlar dünya hayatının dış yüzünü yanını bilirler. Ahiretten ise habersizdirler.