كَلَّا لَيُنبَذَنَّ فِي الْحُطَمَةِ
Kellâ le yunbezenne fîl hutameh(hutameti).
| kellâ | : hayır |
| le yunbezenne | : mutlaka atılacak |
| fî el hutameti | : hutamenin içine, hutameye, tutuşturulmuş ateşe |
Hayır, O, andolsun (hor ve hakîr) «Hutame» ye (tamuya) atılacak.
Yok yok öyle değil, elbette ki o Hutame'ye atılacaktır.
Hayır celâlim hakkı için atılacaktır o (tamuya) hutameye
Hayır, andolsun ki, o Hutame'ye (cehenneme) atılacaktır!
Hayır, andolsun ki, o hutame'ye (cehennem) atılacaktır.
Hayır; o, and olsun ki, Hutame'ye atılacaktır.
Hayır! Andolsun ki o, Hutâme’ye atılacaktır.
Hayır! Andolsun ki o, Hutame'ye atılacaktır.
Hayır, hayır; and olsun ki o, Hutame'ye atılacaktır.
Hayır! (Vazgeçsin bu hülyadan, malı kendisini kurtaramaz) Mutlaka o Hutame’ye fırlatılır.
Hayır, (malı onu kurtaramaz). Muhakkak o Hutame’ye (ateşe) atılacaktır.
Hayır; andolsun ki o, Hutame'ye atılacaktır.
İş öyle değil, andolsun ki o, kırıp döken, silip süpüren cehenneme atılır.
Hayır! Andolsun ki o, Hutame'ye atılacaktır.
Hayır; andolsun o, 'hutame'ye atılacaktır.
Hayir; o, and olsun ki, Hutame'ye atilacaktir.
Hayır. O kırıp geçen yere atılacaktır.
Hayır; andolsun o, 'hutame'ye atılacaktır.
Hayır, tersine, (öteki dünyada) çökerten bir azaba terk edilecektir o!
Hayır, Kesinlikle o hutameye atılacak.
Hayır; andolsun o, «hutame»'ye atılacaktır.
Heyhat! Hiç kuşkusuz, o hutame'ye atılacaktır.
Hayır, andolsun ki o, Hutame'ye atılacaktır.
Hayır, iş, sandığı gibi değil! Yemin olsun ki fırlatılıp atılacaktır o kırıp geçirene, yalayıp yutana/Hutame'ye.
Asla; onu Hutama'ya atacağım.