Karadenizde yaşanmış fıkra gibi anlar..

1020ttMemleketimizin özellikle kuzeyinde yer alan insanlarımızın çok değişik özellikleri var. Havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez. Hele bir de bu kuzeyin merkezi Trabzon veya Rize ise bütün ezber bozan uygulamaları burada görebilirsiniz. Araştırmacı yazar Fatih Sultan Kar, Rize’de yaşanmış fıkra gibi olayları derleyip kitap haline getirdi. İşte kitapta yer alan yaşanmış gerçek olaylardan bazıları:

Bir şey yapamaz mıyız?

Çay TV Genel Yayın Yönetmeni Arif Akmermer, televizyonu adına açık havada bir müzik programı düzenleyecektir. Programın yapılacağı gün havanın nasıl olacağını öğrenmek için meteoroloji müdürünü arar:
      - Hocam Salı günü hava nasıl?
      - Yağışlı.
      - Bir şey yapamaz mıyız?
     
      Ridvan Dilmen’den bir anı

Fenerbahçe’de oynarken kamptayız. Öğle yemeğinde takım olarak buluştuk. Servisin yapılmasını bekliyoruz. Karşımda Rizeli Hasan Vezir, sağımda ise Kaptan Müjdat Yetkiner var. Müjdat ve benim en sevmediğimiz şeylerin başında, boş tabağa sürtülen çatal ve onun çıkardığı ince iç gıcıklayan ses gelir. Bunu çok iyi bilen Hasan Vezir, gözlerimizin içine baka baka çatalı tabakta bir oraya bir buraya gezdirip duruyor. Sonunda Müjdat dayanamadı patladı: “Beni ayağa kaldırma.'' Hasan’dan ise fıkra gibi cevap geldi: “Sana yapmıyorum ki... Rıdvan’a yapıyorum.''
           
      Kırk yılda bir...

Celal Memişoğlu esprili ve renkli kişiliğiyle Rize’nin unutulmaz isimleri arasındaki yerini almıştır. Çok partili dönemin başladığı sıralarda Rize’ye gelen mebuslardan birini karşılamakta biraz heyecanlı ve iltifatta mübalağalı davranır. Mebus, “Ne bu iltifat?'' diye sorunca Celal hemen cevabı yapıştırır:
      - Nasıl iltifat etmeyelim... Kırk yılda bir geliyorsunuz.
     
     Paşabahçe 33

Pazar’ın bir köyünde genç delikanlı üzerine bir korku geldiği için annesi tarafından okuması için hocaya götürülür. Hoca çocuğu dualarla okuduktan sonra cam bardağa su doldurur ve bütün dikkatini vererek içine bakmasını söyler. Çocuk bakar, bakar fakat hiçbir şey göremez. Hoca ısrar eder, iyice bak diye. Çocuk bir daha bakar ve:
      - Hocam, gördüm gördüm der.
      Hoca:
      - Ne gördün? diye sorar.
      Çocuk heyecanla cevap verir:
      - Paşabahçe 33... (Bardağın altındaki damgadır gördüğü)
     
      Hesap

Rahmetli Kazancı Yusuf (Makas) Beykoz’da bir lokantaya girer ve bir masaya oturur. Lokanta oldukça kalabalıktır. Garson sipariş almaya yetişemiyordu. Kazancı, garsona seslenir. Garson:
      - Geliyor
Bir müddet sonra tekrar seslenir ama yanıt aynı:
      - Geliyor
Bir daha seslenir:
      - Gelecek

Kazancı daha fazla dayanamaz. Kalkar, kapıdan çıkacakken kasadaki patron ne yediğini sorar:
      - İki geldi, bir gelecek. Kaç para?
     
      Osman amca kısa kes

Kaçkar TV’de türkü yarışmasının yapımcılığını ve sunuculuğunu yapan Osman Efendioğlu hem faks hem de telefonla gelen isteklere cevap vermektedir.
      Yine bir akşam program normal süresini hayli aşmıştır. Ana kumandada çalışanlar bir not yazarak uyarmak isterler:
      - Osman amca kısa kes, eve gideceğiz.
Efendioğlu istek sandığı notu alır ve konuk müzisyenlere dönerek canlı yayında okur:
      -Evet arkadaşlar, “Osman amca kısa kes, eve gideceğiz'' bu eseri hanginiz seslendirecek?
     
      İnadindan eldi
- Hoca Mehmet eldi - Sapasağlam adam idi, niye eldi?
- Acindan eldi
- Uşağum hiç bir Laz acindan elmez. Soylesaydi hepumuz yardim ederduk oğa.
- Utandi demağa.
- Gördun mi. Acindan değil inadindan elmiş.
  SİZ OLSANIZ NE YAPARDINIZ?Yaşlı bir çiftçi trafik kazasında mağdur olduğu gerekçesi ile mahkemede savunma yapmaktaydı. Kazaya sebep olan nakliye firmasının avukatı sordu:- Kaza yerine gelen polis ekibine iyiyim demedin mi?
Çiftçi ifadesine başladı:
- Traktörümün arkasında besili ineğim sarıkız ile giderken bu nakliye şirketinin kamyonu…Avukat sözünü kesti:- Ayrıntıları sormuyorum yalnızca bu soruma cevap ver kaza yerine gelen polis ekibine “iyiyim” dediniz mi demediniz mi?- Þimdi efendim biz sarıkız ile birlikte giderken…
Avukat yine çiftçinin sözünü keser ve hâkime dönerek;
- Efendim bu adam, kaza yerine gelen polis ekibi kendisine durumunu sorduğu zaman “çok iyiyim” demiş, şimdi aradan 3 – 4 hafta geçtikten sonra, mağduriyetini öne sürerek müvekkillimi dava ediyor. Lütfen kaza sırasında iyi olduğunu söyleyip söylemediği konusundaki soruma doğrudan cevap vermesini söyler misiniz.
Hâkim: Bir dakika şu sarıkız hikâyesini duymak istiyorum.
Çiftçi, hâkime teşekkür edip hikâyesini sürdürür.

- Bu nakliye şirketinin kamyonu traktörüme çarptığında, ben bir hendeğe, sarıkız başka bir hendeğe savrulduk. Sersemlemiş halde yatarken diğer taraftan da sarıkızın yanık yanık böğürmelerini duyabiliyordum. Belli ki çok acı çekiyordu. O sırada oradan geçmekte olan polis ekibi durdu ve memurlardan birisi diğer hendekte duran sarıkıza baktı. Bir iki dakika sonrada tabancasını çıkarttı ve inlemekte olan sarıkızı iki kaşının ortasından vurdu. Ardından, elinde dumanı tüten tabancası ile yanıma geldi ve bana “Sen nasılsın amca” diye sordu. Siz olsanız ne cevap verirdiniz.

 

Moral Dünyası
Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.