Kıble aynı hikâyeler farklı
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi Bilgiler
- Gösterim: 2736

Ancak İstanbul'un kucakladığı camiler bunlarla sınırlı değil. Mimarî anlamda çok dikkat çekmese de kuruluş hikâyesi ilginç pek çok cami İstanbul'un ara sokaklarında gizli. Biz de kıyıda, köşede saklanmış bu camilerin hikâyesini derledik.
Üçbaş Nurettin Hamza Camii: Üçbaş Camii, 1532'de Fatih'te inşa edilmiş. Mimar Sinan'ın tarihi tespit edilebilen ilk eseri olma özelliğini taşıyor. Fevzi Paşa Caddesi'nin arka taraflarında, Arif Efendi Sokak'ın hemen başındaki bu cami, ismini Adapazarı'nın Üçbaş köyünde doğan berber Nurettin Hamza'dan alıyor. Nurettin Hamza, 1530'lu yıllarda Fatih'e gelir ve bir berber dükkânı açar.
İstanbul'un 'kayıp' kapıları
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi Bilgiler
- Gösterim: 2331
İstanbul kara surları üzerinde bulunan tarihi 80 kapıya ait kapı kanatları tamamen kaybolmuş durumda. Birçok tarihi kabartma da ya yok olmuş ya da çalınmış.
Uzun yıllar İstanbul surları üzerine tarihi araştırmalar yapan Sanat Tarihçisi Fehmi Hayri Yılmaz, İstanbul'un kayıp kapılarının izini sürdü. Yılmaz, İstanbul'u çevreleyen yaklaşık 20 kilometre uzunluğundaki surlarda irili ufaklı toplam 80 kapı bulunduğunu ancak bunlardan sadece bir tanesinin yarım da olsa kapı kanadının korunduğunu söyledi.
Tarih Bir Aynadır
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi Bilgiler
- Gösterim: 1648
Bir aynaya bakan, aynada sadece kendisini değil,arkasındaki şeyleri de görür. Yönü ve mesafesi iyi ayarlanmış bir ayna siz ne kadar arkasındaki görüntüleri engelleseniz de hiç ayırt etmeden her şeyi gösterir. Aslında engellenen o görüntüler aynanın iç aleminde hep vardır.
Tarih de geçmişten geleceğe tutulmuş bir aynadır. Ne kadar görmezlikten gelinirse gelinsin, ne kadar kenarları, yanları, tamamı veya bir kısmı kapatılmaya çalışılırsa çalışılsın, tarih aynasının ardında yani iç aleminde o görüntüler hep durmaktadır. Sadece bakmasını bilmeyenler yada bilmek istemeyenler göremez o görüntüleri.
Kanuni Sultan Süleyman için ne dediler?
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi Bilgiler
- Gösterim: 2710
Son yılların en fazla gürültü koparan dizilerinden ‘Muhteşem Yüzyıl‘, Kanuni Sultan Süleyman‘ı ‘kadın düşkünü’ gibi göstermesiyle tepki topluyor. 600 yıllık imparatorluğun en debdebeli dönemini anlatmaya soyunan dizi, Osmanlı’yı ülke gündeminin baş köşesine taşıdı.
Osmanlı İmparatorluğu’nda 46 yılla ‘en uzun süre tahtta kalan padişah’ olan Kanuni Sultan Süleyman, ‘Muhteşem Yüzyıl’ isimli televizyon dizisiyle yeniden Türkiye’nin gündeminde. Pek çok insan, dizide gösterilen ortamın gerçeği yansıtıp yansıtmadığıyla ilgili kafa karışıklığı yaşıyor. 46 yıllık saltanatı süresince Osmanlı sınırlarını iki katı genişleten, Doğu’dan Batı’ya pek çok sefer düzenleyen ve ömrü Zigetvar Kalesi’ni fethettiği esnada son bulan ‘Muhteşem Süleyman’ gerçekte nasıl biriydi? ‘Kanun Koyucu’nun hüküm sürdüğü Osmanlı’da ‘harem’ nasıl bir yerdi?
Prof.Dr Ahmet Akgündüz'ün Diziyle İlgili Görüşleri
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi Bilgiler
- Gösterim: 2823
Devamını oku: Prof.Dr Ahmet Akgündüz'ün Diziyle İlgili Görüşleri
Muhteşem Yüzyıldizisiyle yeniden alevlenen Osmanlı da Haremtartışmalarına, bu başlıkla bir kitabı bulunan Prof. Dr. Ahmet Akgündüz de katkı yaptı.
Akgündüz, “Harem konusunda asıl üzüldüğümüz nokta, ülkemizde yetişen Cumhuriyet dönemi yazarlarının da, belgelere dayalı ilmî araştırma yapmak yerine, yabancı yazarları aratmayacak şekilde ve onların yazdıklarını yahut çizdiklerini aynen taklit ederek yazılar kaleme almalarıdır. Bunların hemen hemen tamamı, doğru olmayan bilgilerdir.” dedi. Hürem Sultan’ın bugünkü ilahiyatçılara taş çıkaracak bilgiye sahip olduğunu kaydeden Akgündüz, “cariyelerle halvet” konusuna da açıklık getirdi. Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Cihan Haber Ajansı’na verdiği mülakatta ‘Muhteşem yüzyıl’ dizisiyle yeniden gündeme gelen tartışmaları değerlendirdi. Osmanlı’da saray hayatının Batıdakilerle karıştırıldığını ifade eden Akgündüz, şu ifadeleri kullandı: “Maalesef Türkiye’de televizyon dizileri, sanatçılar, romancılar ya da basın mensupları Osmanlı’yı değerlendirirken Batıdaki tarzlara bakarak değerlendirme yapıyorlar.
Kore�de 22 Çinli Askeri Tek Başına Kovalayan Türk!
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi Bilgiler
- Gösterim: 2241
Devamını oku: Kore�de 22 Çinli Askeri Tek Başına Kovalayan Türk!
950 yılındaki Kore Savaşı�na BM�nin çağrısına uyarak yaklaşık 5.000 asker göndermiştik. Şimdi bu savaşın nedenlerini, niye asker gönderdiğimizi ve savaşta neler olduğunu anlatacak değilim. O savaşta bir askerin öyküsü var ki, çok ilginç! Onu anlatacağım.
Yıl 1952. Aradan 1,5 yıl geçmiş ama savaş hala sürüyor. Kore�ye giden Türk askerleri bilmediği düşmanla savaşıyor. Hem de anayurtlarından uzakta bir yerde. �Mehmetçik alışmış kendi sınırı ve yakınında savaşmaya; nasıl savaşsın deniz aşırı bir yerde?"
Süleymaniye Camii müze midir?!
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi Bilgiler
- Gösterim: 1706

Süleymaniye Camii’nin 3 yıldır süren restorasyonu tamamlandı ve bayram namazıyla yeniden ibadete açıldı.
Ancak “açılmaz olaydı” dedirtti bugün bana. Arkadaşlarla buluşup çay içmek için mekan ararken yolumuz Süleymaniye’ye düştü. Lalezar’da birer bardak çay içtikten sonra vakit namazı için Süleymaniye’ye gidelim dedik. Avluya büyük bir kalabalıkla girdik ki mahşer yeri gibi. Millet camii görmeye, türbe ziyaretine gelmiş. Ne büyük ibadet!
Şimdi kimsenin namaz kılıp kılmamasında değilim ama camiiyi görmeye gelen adamların tiplerine bakıp da tezatlık görürsem “orda dur” derim yani.
Dünyadaki en büyük mezarlığın sırrı
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi Bilgiler
- Gösterim: 2476
Hiç düşündünüz mü?
Osmanlılar döneminde İstanbul’da yaşayanların yüzde 80’i surların içindeki tarihi İstanbul’da yaşadığı halde, İstanbul’un en büyük mezarlığı neden suriçinde veya surlara yakın bir yerde değildi de, suyun öbür tarafında, yani İstanbul’un Anadolu yakasındaydı? (‘Eyüp mezarlığı var’ diyerek acele etmeyiniz, vaktiniz varsa yazının devamına göz atınız?)
O günün şartlarında cenazeleri gemi ile karşıya geçirmenin zorluğu düşünüldüğünde, böyle bir tercihe neden gerek duyulmuş olabilir?
Rus dış politikasını belirleyen adam: Deli Petro
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi Bilgiler
- Gösterim: 2772
Büyük Petro Çar olduktan sonra bütün faaliyetlerini iki önemli politika ekseninde yönlendirmiştir. Bunlardan birincisi Karadeniz'e ve Boğazlara hakim olarak sıcak denizlere inmek, diğeri ise Baltık Denizi'ni ele geçirmekti.
Büyük Petro, güneye inme politikasını gerçekleştirmek için Karadeniz'de bir Osmanlı üssü olan Azak Kalesi'ni iki kez kuşattı ve ikinci kuşatmanın ardından 1696 yılında teslim aldı. Bu galibiyetin ardından kuzeye yönelen I.Petro, Lehistan ve Danimarka krallarıyla anlaşarak İsveç'e saldırdı ve 1700 yılında İsveç Kralı Demirbaş Şarl'a yenilerek çekilmek zorunda kaldı. Bu yenilgi üzerine Rus ordusunu yenileştirme faaliyetlerine başlayan I.Petro, 200 bin kişilik bir ordu oluşturarak, top ve gemi sanayini geliştirdi. İsveç üzerine tekrar sefere çıkarak 1709 yılında gerçekleşen Paltova Savaşı'nda üstünlük sağladı.
Devamını oku: Rus dış politikasını belirleyen adam: Deli Petro
Filozof Rıza Tevfik, Abdülhamit'ten nasıl af diliyor?
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi Bilgiler
- Gösterim: 3371
Devamını oku: Filozof Rıza Tevfik, Abdülhamit'ten nasıl af diliyor?
Türk tarihinin en kudretli Hakanı, en dervişane olanı ve en uzun tahtta kalanı Sultan Abdülhamit Han’dır hiç şüphesiz. Ancak en talihsiz, en hakkına girilen ve en yanlış tanıtılan da yine odur.
Bu dönemin çok iyi incelenip, analiz edilmesi gerekir diye düşünüyorum. Payitahtı otuz üç yıl gibi uzunca sayılacak bir süreçte tarihin en zorlu mücadelesini hep siyasi hem de askeri ve ekonomik anlamda en az toprak kaybı ile başarıyla koruyan ve devletin bekası için çok ince ve kıvrak zekâsıyla tarihe damgasını vuran nadir padişahlardandır.
Süleymaniye Camii müze midir?!
- Ayrıntılar
- Kategori: Tarihi Bilgiler
- Gösterim: 1915
Süleymaniye Camii’nin 3 yıldır süren restorasyonu tamamlandı ve bayram namazıyla yeniden ibadete açıldı.
Ancak “açılmaz olaydı” dedirtti bugün bana. Arkadaşlarla buluşup çay içmek için mekan ararken yolumuz Süleymaniye’ye düştü. Lalezar’da birer bardak çay içtikten sonra vakit namazı için Süleymaniye’ye gidelim dedik. Avluya büyük bir kalabalıkla girdik ki mahşer yeri gibi. Millet camii görmeye, türbe ziyaretine gelmiş.