Bin bir yüzüyle ‘Efsane İstanbul’

Efsaneleri, kültürel-tarihsel belleği ve bin bir yüzüyle İstanbul bir kentten çok daha fazlası. Sabancı Müzesi’ndeki “Efsane İstanbul: Bizantion’dan İstanbul’a - Bir Başkentin 8000 Yılı” sergisini izlerken bu kentte yaşamakla, bu kentin kültürel ve tarihsel geçmişinin izini sürmenin ne denli farklı olduğunu anlıyorsunuz. Kentin 8000 yıllık tarihini, yurtdışı ve Türkiye’nin çeşitli müzelerinden ödünç alınan 500’ü aşkın yapıtla anlatma işine soyunan serginin tasarımcısı Çek mimar Boris Micka, elindeki bu olağanüstü malzemeden müthiş bir İstanbul portesi çıkarıyor.

Sergi; Bizans ve Osmanlı İmparatorluklarına başkentlik yapmış kentin görkemini başarılı bir tasarımla aktarıyor. Müzenin üç katına yayılan sergi, kentin 8000 yıl boyunca geçirdiği evreleri öğretici bir filmle başlıyor. Filmi izlediğiniz ortam da içerik de yıllarca tarih derslerinde bir türlü anlatılamayan bu kentin önemini ve kültürel zenginliğini son derece iyi özetliyor.

“İstanbul’un Kubbeleri”

Sabancı Müzesi’ndeki serginin en ilgi çekici bölümünü, kuşkusuz, bu kentin kozmopolitliğini, tarihsel sürekliliğini ve çeşitliliğini aktaran “İstanbul’un Kubbeleri” bölümü oluşturuyor. Bizans’tan Osmanlı’ya bir kubbeler kenti olarak da adlandırabileceğimiz İstanbul’un tarihsel ve kültürel değişimi bu bölümde kubbeler aracılığıyla anlatılıyor. Serginin tasarımcısı, Ayasofya’nın, Aya İrini’nin, Süleymaniye’nin, Pammakaristos’un birbirinden farklı ama iç içe geçmiş kubbeleriyle bir kent tarihi manzarası ortaya koyuyor.

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın işbirliğiyle ve Sabancı Holding’in sponsorluğunda düzenlenen sergi 4 Eylül’e dek devam edecek.
 

 

Dünya Bülteni

 

 
Telif Hakkı © 2025 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.