Mektubat-ı Rabbani-Tam Metin Tercümesi-Abdülkadir Akçiçek-Çile Yayınları-1979
105.Mektup
- Ayrıntılar
- Kategori: Mektubat-ı Rabbani
- Gösterim: 5176
105. MEKTUP
MEVZUU : Hasta sağlığını bulup hastalıktan beri olmayınca, asla gıdanın ona faydası olmaz. bu münasebetle bazı hususlar.
***
NOT : İMAMI RABBANİ Hz. bu mektubu, Hakim Abdülkadir'e yazmıştır.
***
Hükema yanında karar altına alınan bir durum şudur ki: Hastanın hastalığı devam ettiği süre asla bir gıdanın kendisine faydası olmaz.İsterse, ona sunulan yemeklerin en iyisi ve en güzeli olsun.. O durumunda: Hasta, hastalığından gıda alır.. Bir mısra:
Hastalıktır gelen, yemekle hastaya..
Bunun için, hekimler öncelikle, hastalığın izalesini düşünürler. Bundan sonra, hastanın haline ve mizacına, münasip gıdalarla, kuvvet buldurmaya çalışırlar.
***
Yukanda anlatılan mana, insanın durumuna da uyar. Allah-ü Taâlâ'nın buyurduğu:
— «Kalblerinde maraz vardır.» (2/10)
Ayet-i kerime işaret edildiği gibi, kalblerinde maraz olan kimselere ibadet ve taat asla fayda vermez. Hatta bir mazarrattır. Şu hadis-i şerifler, bu manaya işaret ederler:
— «Nice Kuran okuyan vardır ki, Kuran kendisine lanet okur.»
— «Nice oruç tutanlar vardır ki, orucundan kendisine ancak açlık ve susuzluk kalır..»
Bunlar sağlam haberlerdir.
Üstte anlatılan manaya göre, kalb tabibleri, öncelikle hastalığın izalesini emrederler.
Bu durumda hastalık, kalbin Yüce Hakkın gayrına alakasıdır. Hatta, insanın kendi nefsi ile bağlantısıdır. Zira, insan neyi ister ve neyi severse., kendi nefsi için ister ve onun için sever.. Şayet çocuğunu severse, kendi nefsi için sever. Aynı şekilde mallar, riyaset, makam dahi böyledir. Gerçekte taptığı dahi o nefsidir.
İnsan, bu bağlantılardan ve saplantılardan kurtulmadığı süre onun için necat ümidi yoktur.
Bu gibi hastalıkların giderilmesini düşünmek, kalb sahibi ulemaya ve basiret sahibi hükemaya düşer.
Bir mısra:
Yeter işaret varsa anlayışı şayet..