Mektubat-ı Rabbani-Tam Metin Tercümesi-Abdülkadir Akçiçek-Çile Yayınları-1979
247.Mektup
- Ayrıntılar
- Kategori: Mektubat-ı Rabbani
- Gösterim: 3894
247. Mektup
MEVZUU : Sübhan Hakkın varlığına delil, Sübhan Hakkın
varlığının aynıdır. Başkası değil.. Buna münasip bazı hususların beyanı..
***
NOT : İMAMI RABBANİ Hz. bu mektubu, Arif Mirza Hüsameddin Ahmed'e yazmıştır.
***
Azimetleri feth ederek, Rabbımı bildim; belki de böyle değil şöyle oldu:
Azimetlerin fethini Rabbımla bildim.
Asıl mana şu ki: Sübhan Hak, zatının gayrına bir delildir; aksi olamaz. Şu da
bir gerçektir ki: Delil, medluldan daha açıktır. Sonra, Sübhan Hak'tan daha
açık olan ne vardır?. Zira, eşya ancak onunla ve ondan zahir olmaktadır. O Yüce
Zat, hem zatına, hem de zatının gayrına bir delildir. Mana böyle olunca, hiç
şüphe yok ki: Rabbımı Rabbımla bildim; eşyayı dahi o yüce Zat ile bildim.
Burada anlatılan mana için bürhan-ı LİMMİ (Nazarî ve aklî delile dayalı
mesele.. Yani: Müessirden esere olun istidlal..) geçerlidir. Ancak, pek
çoklarının kanaati: Bürhün-ı innî olmaktadır. (Yani: Eserden müessire giden
yol..)
Bu arada meydana gelen değişiklik, görüşlerin değişik olmasındadır.. İhtilâf
ise., görüşlerin muhtelif olmasındandır.
Hatta burada, istidlale ve burhana dahi yer yoktur. Zira, Sübhan Hakkın
varlığında bir gizlilik yoktur. Onun zuhurunda dahi, hiç bir şüphe yoktur. Onun
bedihî oluşu en güzel şekilde tecelli eder. Bu manada, hiç kimseye gizli bir
yan yoktur. Ancak, kalbinde maraz, basiretinde perde olanlar müstesna..
Zahirdeki eşya, dış duygularla hissedilir. Malum olan şu ki: Onların varlığı
Yüce Mukaddes Hak'tan gelmektedir. Bu ilmin; bazılarında olmayışı, marazın arız
olması iledir. Bu da: Matluba bir zarar veremez.
Selâm size ve sair hidayete tabi olanlara..
Mütabaat-ı Mustafa'yı bırakmayanlara..
Ona ve âline salât ve selâm..