Mektubat-ı Rabbani-Tam Metin Tercümesi-Abdülkadir Akçiçek-Çile Yayınları-1979
257.Mektup
- Ayrıntılar
- Kategori: Mektubat-ı Rabbani
- Gösterim: 4715
257. MEKTUP
MEVZUU : İcmal yollu tarikat beyanı
yapılmaktadır.
***
NOT : İMAMI RABBANİ Hz. bu mektubu. Mir
Nu'man'a yazmıştır.
***
Allah'a hamd olsun. Salât ve selâm. Allah'ın
resulüne.. Hepinize dualarım vardır.
***
Şeyh Ahmed Fermelî ile gönderilen mektup
ulaştı. Onun gelmesi ile çokça ferahlık oldu.
Tarikat beyanını yazdığım risaleyi taleb
ediyorsun. Allah'ın tevfikı ile onu beyaza çektiğim zaman yollarım; halen
müsvedde halindeler.
Şimdi icmal yollu tarikatın beyanında bazı
fıkralar yazacağım. Onlar, icmal yollu olacaktır; akıl kulağı ile dinlemek
gerek..
***
Ey Seyyid,
Bizim tercih ettiğimiz bu tarikatın ilk
seyri, âlem-i emirden sayılan, kalbden başlar.
Kalbden sonra seyir, ruh mertebelerine düşer.
Ki bu: Kalbin fevkindedir.
Ruhtan sonra bu muamele sırra geçer ki: Ruhun
da yukarısındadır.
İşbu hal, hafide ve ahfada böylece devam edip
gider.
Anlatılan bu beş letaifin menzilleri
aşıldıktan ve onların her biri ile alâkalı ilimler, maarif dahi aynı şekilde
hâsıl olduktan, bu beş letaiften her birine mahsus olan haller ve vecidlerle
tek tek taHakkuk ettikten sonra., işte o zaman seyir: Bu beş letaifin, âlem-i
kebirdeki asıllarına geçer. Zira her ne varsa âlem-i sagirde, onun aslı âlem-i
kebirdedir.
Âlem-i sağirden murad: insandır.
Âlem-i kebirden murad ise., sair kâinattır.
Bu beş letaif asıllarının seyrine, önce
arştan başlanır. Bu Arş-ı Mecid'dir ki: Kalbin aslıdır. Bunun üstünde, ruh-i
insaninin aslı vardır. Onun üstünde, sırrın aslı vardır. Onun üstünde, hafinin
aslı vardır. Onun üstünde dahi, ahfanın aslı vardır.
Âlem-i kebirden sayılan bu beş asıl olan
seyir tafsilâtı ile yapıldıktan ve iş son noktaya geldikten sonra; imkân
dairesinin seyri tamamlanmış olur. Fena menzillerinden bir menzile ayak
basılır.
Bundan sonra, bir tarakki hâsıl olursa., o
zaman seyir: Yüce Sultan Allah'ın esma ve sıfatlarının gölgesinde devam eder.
Bu gölgeler vacib ile imkân arasında berzahlara benzerler ve âlem-i kebirdeki
beş aslın dahi asılları gibidir.
Bu gölgelerde dahi, anlatılan tertib üzere,
teferruatta seyir olur.
Allah'ın fazlı ile, bu çok olan gölgelerde
dahi seyir tamam olup son noktaya gelirse., o zaman, Yüce Sultan Vacib Zat'ın
isimlerinde ve sıfatlarında seyre başlanır.
Bu durumda, isim ve sıfatların tecellisi;
şuun ve itibarların zuhuru vaki olur. Bunların olması ile, âlem-i emre ait beş
latifenin muamelesi tamamlanır; Hakkı eda edilir.
Üstte anlatılanlar olduktan sonra, Allah'ın
fazlı ile terakki hâsıl olursa., muamele nefsin itmanına kalır. Sülûk
makamlarının nihayeti olan rıza makamı bulunur.
İşbu son makamda, sine şerhi olur ve İslâm'ın
hakikati ile müşerref olunur.
Bu makamda elde edilen kemalâta nazaran,
âlem-i emre dair kemalâtın hükmü; umman denize göre bir katra hükmündedir.
Burada anlatılan kemalâtın hepsi zahir ismi
ile alâkalıdır. Batın ismi ile alâkalı kemalât, bundan başkadır. Zira, onun
gizlilik ve saklılıkla münasebeti vardır. (Yani: Yazılıp anlatılması zordur.)
Anlatılan iki mübarek isimlerin kemalâtmın
tamamı hâsıl olduktan sonra; salik için iki kanat müyesser olur. Yani uçuş
için.. Zira, mukaddes âleme onların Kuvveti ile uçacaktır. Ve., kıyas harici
terakkiler, onun için hâsıl olur.
Anlatılan muamelenin tafsili, müsveddeler
halindedir. Pek Reşid Oğlum, onları biraraya getirmek için, ciddi çalışıyor.
Bir kere olsun; tek başına senin buraya gelmen
gerek.. Ama kolayı varsa.. Şu şartla ki: Makamını boş bırakmayasın. Ta ki:
Muamele zay olmaya..
Buraya gelirken, yerine cemaatın uyacağı daha
kıdemli birini bırak ki. kendisine uyulsun.
Sonra., bu tarafa teveccüh et.. Zira
bilinmez: Bir başka zaman, böyle bir fırsat olur mu yoksa olmaz mı?.
Vesselam..