Mektubat-ı Rabbani-Tam Metin Tercümesi-Abdülkadir Akçiçek-Çile Yayınları-1979
437.Mektup
- Ayrıntılar
- Kategori: Mektubat-ı Rabbani
- Gösterim: 3953
437. MEKTUP
MEVZUU: Namaz kılmaktan,
Kur'an okumaktan, zikirden hâsıl olan mertebelerin yükselmesi ve güzel
neticelerin beyanı.
NOT: İmam-ı Rabbani Hz.
bu mektubu, Molla Tahir Bedahşi'ye yazmıştır.
Allah'a hamd olsun. Onun
seçmiş olduğu kullarına da selâm.
***
Bu tarikatın müptedi
talebelerine mutlaka gereklidir ki, zikrederler. Zira, bu müptedinin terakkisi,
zikir tekrarına bağlıdır. Şu şartla ki: Bu zikir, kâmil ve mükemmel bir şeyhten
alına. Bu şart bulunmadığı takdirde; çoğunlukla, ebrarın virdleri kabilinden
olur; bunların neticesi de sevaptır. Mukarrebine taalluku olan yakınlık
değildir.
Çoğunlukla, ebrarın
virdleri kabilinden olur cümlesini ancak şunun için kullandım:
Caiz olur ki, şeyhin
tavassutu olmadan, Sübhan Hakkın fazlı terbiye ede... Kendisini, zikir tekrarı
ile mukarrebin zümresinden kılar. Hatta, zikir tekrarı olmadan, yakınlık
mertebeleri ile müşerref olması, Allahu Teala'nın veli kulları arasına girmesi
caiz olur.
Anlatılan şarta gelince;
ağleb, ekser itibarına ve hikmet âdet vafkına göredir.
Sübhan Allah'ın fazlı ile
zikre bağlı muamele tamam; heva ilâhlarından da halâs müyesser olur ise, emmare
dahi mutmainne durumuna gelir ise, o zaman, terakki zikirle hâsıl olmaz. Bu
durumda, zikrin hükmü, ebrarın virdleri hükmünü alır. Bu yerde mertebeleri kat
etmek; Kur'an okumaya, kanutu uzun tutarak namaz kılmaya bağlı kalır.
Daha önce zikirle müyesser
olan, bu kere Kur'an okumakla müyesser olur. Bilhassa namazda okunur ise...
Hulâsa, başta ebrarın
virdleri kabilinden olan zikir hükmü, Kur'an tilâveti hükmü olur. Mukarrebattan
olduğu için de, başta ve ortada Kur'an tilâveti hükmü, zikir hükmü yerine
geçer.
Şaşılacak bir durumdur: O
vakitte, Kur'an ayetleri cümlesinden olarak; Kur'an tilâveti unvanı ile zikir
tekrarı ve onda istiazeye şuru edildiği zaman üzerine öyle faydalar terettüb
eder ki; kıraat unvanı ile tekrar edilmez ise, Kur'an tilâveti üzerine terettüb
etmez; ebrarın amelleri gibi olur.
Her amelin yeri ve zamanı
vardır. Zamanında eda edildiği takdirde güzel olur. Aksi halde, çok kere hata
olur. İsterse kendi zatında iyi olsun.
Görmez misin ki, teşehhüdde
Fatiha okumak hatadır; isterse Ümmü'l-kitab olsun.
Bu yolda şeyh zaruriyattan
sayılır. Onun talimi dahi, önemlilerin en önemlisidir.
Bundan sonrası, kuru ot
misali uçar gider.
Büyüklerden biri şöyle
demiştir:
Olduğun için bidayette
Ahvel; (AHVEL: Şaşı
gözlü... Biri, iki gören.)
Gerek ki, seni şeyh
yönete evvel...
***