Mektubat-ı Rabbani-Tam Metin Tercümesi-Abdülkadir Akçiçek-Çile Yayınları-1979
511.Mektup
- Ayrıntılar
- Kategori: Mektubat-ı Rabbani
- Gösterim: 3767
511. MEKTUP
MEVZUU: Maveraünnehir büyüklerinin bereketlerinden feyiz yollu gelen zahir ve batın nimetlerine şükür izharı.
NOT: İmam-ı Rabbani Hz. bu mektubu, Seyyid Mir Mümin Belhi cenaplarına yazmıştır.
***
Allah'a hamd olsun. Selâm, onun seçmiş olduğu kullarına.
İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah'a da şükretmemiş olur.
Maveraünnehir ulamasının ve meşayihinin hakları üzerimizdedir. Yani bizim gibi acizlerin... Hatta, Hind beldelerinde bulunan bütün ehl-i İslâm'ın üzerinedir. O kadar ki, onları beyan etmek takrirle olmaz, yazmakla anlatılamaz. Allah onların çalışmalarını şükrana lâyık eylesin.
Bizler, ehl-i sünnet -Allah şehirlerde emsallerini artırsın- görüşlerine uygun biçimde sahih itikadı, o büyüklerin tahkikleri ile kazandık.
Hanefi ulemasının -Allah onlardan razı olsun- Kavillerine göre sahih amelin bize hasıl olması; bunların tetkikleri sonunda oldu. Allah sırlarının kudsiyetini artırsın; sofiye-i aliyye tarikatına sülük, bu diyarda, o mübarek toprağın bereketlerinden istifade yollu gelmiştir.
Cezbe makamının tahkiki, sülük, fena, beka, seyr.i ilellah, seyr-i fillah ki, bunların hepsi has velayet mertebesine bağlıdır; hemen hepsi o bereketli arsanın büyüklerine ait feyizlerin eseridir.
Hulâsa, zahirin salâhı, batının felahı her ne ise, oradan alınmıştır.
Bir şiir:
Feyz şükrünü nasıl ödesin çimen, ey ebr
bahar;
Hepsi nimetinle perverde ister gül ister
har...
Allahu Teala, orayı ve oranın ahalisini, afatlardan ve beliyyelerden korusun... Seyyidü's-sadat hürmetine... Ona ve âline salâtlar ve selâmlar.
O ulvi diyardan bu süfli diyara bazı rakadaşlar gelmektedirler. Onların bu gelişleri, herhangi bir hacete mebnidir. Orada bulunan, bereket sahibi zatların iütuflarına izhar ederler. Yani bu Fatör için... Bilhassa, Maden-i irsad ve'i-hidayet Menba-ı ifade Ve'l-İfaza Hazretlerinin mülazimlerine olan şefkatlarını açıklarlar. Bu arada derler ki:
-O Cenab-ı Ali'nin size hüsn-ü zannı vardır. Yazılan bazı ilimlerini ve maarifini mütalaa eder, onları güzel bulur.
Büyüklerden gelen bu gibi müjdeler, bazı zevklerin yazılmasına cür'et ve cesaret ebebi olmaktadır.
***
Bugünlerde, Şeyh Ebü'l-mekârim Sofi geldi; çeşitli lütuflarınızı şefkatlarınızı açıkladı. Bunun için kereminize itimad ederek, bazı kelimelerle başınızı ağrıtmak cür'etinde bulunduk.
***
Kardeş Muhammed Haşim, ihlâs sahibi ahbab arasındadır. Yukarda adı geçen sofi ile bu Fakir'in bazı müsvedde nakillerini yolladı: Onunla iktifa ediyoruz; bu Taife-i Aliyye ilimlerinden ve maarifinden bu sayfaya bir harf bile derc etmiyoruz.
Hazret'in inayetinden ve şefkatından beklediğimiz o ki, son nefesin selâmeti babında bizi duadan unutulmuş eylemeye...
Dua makamında bir ayet-i kerime meali:
"Rabbimiz, bize katından rahmet ver;
bizim için işimizde muvaffakiyet hazırla."(18/10)
Bahusus şu Hazretlerin her birinden dua
talep etmekteyiz: Cenab-ı Na-kib Necib Melâz-ı Ehlüllah Seyyid Mirik Şah,
Cenab-ı Alâmetü'l-Vera Mevlâna Hasan, Cenab-ı Nasır-ı şeriat ve Hafızı'l-millet
Kadı Tulek... Allahu Teala, onların bereketlerini devamlı kılsın.
Fakir'in evlâdı dahi, mahdum-u kiramlarımıza
selâmlar edip onlardan dua talebinde bulunurlar.