Kalplerin Keşfi

Kibrin Kötülüğü

Ulu Allah (C.C) Kur'an-i Kerim'in çesitli yerlerinde kibri ve kendini begenmis zorbalari kötulemis, kinamistir.

Nitekim ulu Allah söyle buyuruyor:

"Yer yüzünde, hiç bir hakli gerekçeye dayanmaksizin, kendini büyük görenlerin bakislarini, âyetlerimi idrak edip ibret almaktan alakoyacagim. Onlar bütün âyetleri görseler bile inanmazlar, eger dogru yolu görseler bile onu kendilerine yol edinmezler. Fakat egrilik ve kargasalik yolunu görünce o yolu tutarlar. Bu tutum, ayetlerimizi yalan sayarak onlarin iç yüzünün farkinda olmamalarindandir."

(A´raf Sûre-i Celilesi; 146)

Ulu Allah (C.C.) buyuruyor ki:

«— O saskinlar, kendilerine hiç bir dayanak vermedigimiz halde Allah'in âyetleri hakkinda tartismaya girisirler. Bu tutum, Allâh katinda ve iman edenlerin gözünde büyük bir nefrete yol açar. Iste Allah, her kendini begenmis zorbanin kalbini böyle mühürler.»

(Mü'min Sûre-i Celilesi; 35)

Ulu Allah (C.C.) buyuruyor ki:

"Peygamberler Allâh'dan fetih istediler de bütün inatçi zorbalar
hayal kirikligina ugradilar."

(ibrahim Sûre-i Celilesi: 15)

Ulu Allah (C.C.) buyuruyor ki:

"Hiç süphesiz, Allah sakladiklarinizi da açiga vurduklarinizi da bilir. O, kendini büyük görenleri sevmez."

(Nahl Sûre-i Celilesi; 23)

Ulu Allah (C.C.) buyuruyor ki:

"Bizim ile karsilasmayi ümid etmeyenler «bize melekler indîrilse veya Rabb'imizi görsek daha iyi olmaz miydi» dediler. Hiç süphesiz, onlar içlerinden kendilerini büyük görerek büyük bir küstahliga giristiler."

(Furkan Sûre-i Celilesi: 21)

Ulu Allah (C.C.) buyuruyor ki:

"Kendini büyük görerek bana kulluk etmeyenler, boynu bükük, zavalli bir durumda cehenneme gireceklerdir.»

(Mü'min Sûre-i Celilesi: 60)

Kur-an´i Kerim'de kibirliligi kinayan daha bir cok âyeti kerime vardir. Peygamber'imiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:

"Kalbinde bir hardal tanesi agirliginda kibir bulunan kimse çennete giremez. Buna karsilik kalbinde hardal tanesi agirliginda iman bulunan kimse de cehenneme girmez."

Ebû Hureyre'nin rivayetine göre Peygamber'imib ((s.a.v.).) buyuruyor ki:

«— Ulu Allah (C.C) «büyüklük abam ve ululuk da gömlegimdir. Bu iki seyde bana ortak çikmak isteyenleri, hiç aldiris etmeden, cehenneme atarim» buyurur.

Ebû Seleme ibni Abdurrahmcn (R.A.) der ki: «Bir gün Abdullah Ibni Amr ile, Abdullah Ibni Ömer Sefa'da karsilasarak bir müddet duraklarlar. Arkasinda Abdullah Ibni Amr hic konusmadan geçip gider, bunun üzerine Abdullah Ibni Ömer yerinde dikilerek aglamaya koyulur, ona "Ey Abdurrahman'in babasi, neye agliyorsun?" diye sorarlar. O da söyle cevap verir: «Bu adamin (Abdurrahman Ibni Amr'i kasdediyor) Peygamber (S.A.V)'imizin «Kalbinde hardal tanesi agirliginda kibir bulunan kimseyi ulu Allah (C.C) yüzüstü cehenneme atar.» buyurdugundan acaba süphesi mi var?»

Peygamber'im iz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:

"Insan, nefsinin pesinden gide gide günün birinde zorbalardan biri olarak yazilir ve onlarin çarptirildigi azaba çarptirilir."

Hz. Süleyman (A.S.) bir gün insan, kus, hayvan, cin ve bütün canlilara «Bulundugunuz yerlerden çikin ve karsimda toplanin.» diye emir verir. Emri üzerine ikiyüz bini ve iki yüz bini cin olmak üzere canlilar toplaniverirler.
Bu sirada meleklerin tesbih sesini duyacak derecede göklere yükseltildikten sonra ayaklari deniz suyuna degecek sekilde yere indirildi, bu esnada kulagina «Eger dostumuzun kalbinde zerre kadar kibir olsaydi onu göklere çikarirken kendisine kat'ettirdigim mesafenin daha alçagina indirirdim.» diyen bir ses gelir.
Peygamberimiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:
«Kiyamet Günü iki isitir kulagi, iki görür gözü ve konusur dili olan bir boyun cehennemden disariya uzanir ve «su üç kimseyi yakalamakla görevliyim:

1 — Inatçi zorbalar,

2 — Allah (C.C)'a ortak kosanlar (müsrikler)

3 — Resim ve put yapanlar.»

Peygamber'imîz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:

«Pintiler, zorbalar ve kötü huylular cennete giremezler. »
Peygamber'imiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:

«— Cennet ile cehennem birbirleri ile üstünlük iddiasina giristiler. Cehennem «kendini begenmisler ve zorbalar beni tercih etti» dedi. Cennet de «bana sadece zayiflar, düskünler ve zavallilar girer» dedi.

Bunun üzerine Allah (C.C) cennete dedi ki, «sen benim rahmetimsin, diledigim kullarima senin vasitan ile merhamet ederim.» Cehenneme de dedi ki, «sen de benim azabinsin, diledigime senin araciligin ile azap çektiririm. Her ikiniz de dolarsiniz.»

Peygamberimiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:

«— Ulu Cebbâr'i (Allah (C.C)'i) unutarak zorbaliga girisen ve saldirganligi huy edinen kul, ne fena bir kuldur!

Ulu Büyügü (Allah (C.C)'i) unutarak zorbaliga girisen ve büyüklük taslayan kul, ne fena bir kuldur!

Kabîrleri ve bedenlerin çürüyecegini unutan, bilmezlikten gelen ve hesaba katmayan kul, ne fena bir kuldur!

Hayatinin baslangicini ve akibetini düsünmeyerek küstahlasan, azginlasan kul, ne fena bir kuldur!»
Sabit'ten rivayet edildigine göre söyle demistir: «Duyduk ki Peygamber (S.A.V)'imize biri hakkinda «ya Rasûlallah, falan adam amma da kibirli!» dediler.

Peygamber (S.A.V)´imiz de: «bu kibrin sonu ölüm olmayacak mi?, diye buyurmustur.

Abdullah ibni Amr (R.A.) der ki. «Peygamber (S.A.V)'imiz söyle buyuruyor:
"Hz. Nûh (A.S.) ölmek üzere iken iki ogulunu yanina cegirarak onlara dedi ki:

"Size iki seyi emrediyor ve iki seyi yasakliyorum. Size Allah (C.C)'a ortak kosmayi ve kendinizi büyük görmeyi yasakliyorum.

Size emrettigim iki seye gelince önce "lâ ilâhe illellah" (Allah (C.C)'dan baska ilâh yoktur) demeyi emrediyorum. Çünki yerler, gökler ve yerler ile göklerdeki her sey terazinin bir kefesine, "lâ ilâhe illallah" cümlesi de öbür kefesine konsa "lâ ilâhe illallah" cümlesinin bulundugu kefe agir basar.

Yine gökler, yerler ve gökler ile yerlerde bulunan her sey bir çember olsa ve bu çembere "lâ ilâhe illallah" cümlesi yüklense çember parçalanir.

Size emrettigim ikinci sey: "Sübhanellahi velhamdü lillâhi" (Allah (C.C)'i noksan sifatlardan tenzih eder ve O'na hamdederim) demenizdir:

Cünki bu iki cümle canli - cansiz bütün varliklann duasidir. Bu iki cümle sayesinde butun canlilar riziklanmaktadir."

Hz. Isâ (A.S.) der ki:

«Allah (C.C)'in kendisine kitabini ögrettigi ve zorba olarak ölmeyen kimseye müjdeler olsun!» Peygamber'imiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:

«— Cehennemlikler, bütün kötü huylular, caka satanlar, kendini büyük görenler», hep mal biriktirme pesinde kosanlar ve pintilerdir. Buna karsilik cennetlikler de alcak gönüllüler ve az mali olanlardir.»

Peygamber'imiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:

"Tarafimizdan en cok sevilenleriniz ve ahîrette bize en yakin olacak olanlariniz, en iyi huylularinizdir. Buna karsilik nefretimize en layik olanlariniz ve âhirette bizden en uzak kalacak olanlanniz da bütün gevezeler, alaycilar ve kendini begenmislerdir."

Peygamber'imiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:

«— Kendini büyük görenler, Kiyamet Günü» zerreler seklinde adamlar halinde mahsere gelirler. Kalabaligin ayaklari altinda çignenirler, öyiesine cüce kalirlar ki, her sey onlardan yüksek kalir. Sonra da cehennemin, adi «Bules» olan bir mahzenine atilirlar, orada atesin közü içinde kalirlar, içecekleri cehennemliklerin vücudundan buharlasan bir bulasik sivisidir.»

Ebu Hureyre'nin (R.A.) rivayet ettigine göre Peygamberimiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:

"Zorbalar ve kendini begenmisler. Kiyamet Günü Allah (C.C) nazarinda hor görüldükleri için herkesin ayaklan altinda çignenecek tanecik iriliginde Mahser toplantisina gelirler."

Muhammed ibni Vasi (R.A.) der ki; «Bilâl Ibni Ebû Bürde'yi ziyaret ederek ona dedim ki: Ya Biiâl, baban bana, dedenden naklederek söyledigine göre Peygcmber'imiz ((s.a.v.).)

"Cehennemde adi «Heb heb» olan bir vadi var. Allah (C.C) her zorbayi oraya yerlestirmeye kesin kararlidir» buyurmus. Ya Bilâl! Sakin o vadinin sakinlerinden olma."

Peygamber'imiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:

"Cehennemde içine bütün kendini büyük görenlerin doldurularak kapinin yüzlerine kapatilacagi ayri bir kösk vardir."

Peygamber'imiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:

«— Allah (C.C)'im! Kendini büyük görenlerin cakasindan sana siginirim. Su üc sey ile ilgisiz olarak ruhu bedeninden ayrilan kimse cennete girer:

1) Kendini büyük görmek. 2) Borç. 3} Dolandiricilik.»

Hz. Ebû Bekr (R.A.) der ki: «Hic bir kimse bir müslümani küçük görmesin. Cünki müslümanlarin küçügü Allah (C.C) katinda büyüktür.»
Veha ibni Münebbih (R.A.) der ki; «Allah (C.C) «Adn» cennetini yaratinca ona dönerek «sen kendini büyük gören herkese haramsin.» diye buyurdu.

Ahnef Ibni Kays ile Musab ibni Zübeyr (R.A.) ayni sedirde otururlardi, bir gün Ahnef geldigi zeman Musab ayaklarini uzatmis oturuyordu, arkadasi otursun diye ayaklarini toplamadi. Bu durumda Ahnef oturunca Musab'in rahatini biraz bozdu, Musab sikildigini yüz ifadesiyle belli edince Ahnef ona «iki sefer: (sidik yolundan çiktigi helde kendini büyük gören ademoglunun haline ne kadar sasilir.) dedi.

Hasan-ül Basrî (rehimehullah) der ki: «Her gün bir veya iki sefer eli ile pislik yikadigi halde göklerin hâkimine (Allah (C.C)'a) kafa tutan insana sasarim!»

«Kendi üzerindekileri de görmüyor musun?» mealindeki âyeti kerimesinde ön ve arka pislik yollarinin kasdedildigini belirten görüsler vardir.
Muhammed Ibni Hüseyin Ibni Ali (R.A.) der ki: "insanin kalbine kibirden bir sey geçse az olsun veya çok olsun! o sey miktari akli eksilir."
Numan Ibni 8esir (R.A.) bir gün minberden cemaate seslenirken der ki, «hic süphesiz, seytanin bir takim tuzaklari ve aglari vardir. Allah (C.C)'in nimetlerini azginliga âlet etmek. Allah (C.C)'in bagisladiklarini böbürlenme gerekçesi olarak kullanmak, Allah (C.C)´in kullarina karsi büyüklük taslamak ve Allah (C.C)'in emrine aykiri yollarda nefsin arzularina uymak, seytanin baslica tuzak ve aglarindandir. Allah (C.C)'in bagis ve keremi sayesinde O'ndan afv ve selâmet dileriz.»

Peygamber'imiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:
«— Büyüklük taslayarak elbisesini sürükteyen kulun, Allah (C.C) yüzüne bakmaz.»
Peygamber'imiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:

"Adamin biri abasinin içinde caka satiyordu, kendini begenmisti. Bu yüzden Allah (C.C) onu yerin altina geçirdi, simdi Kiyamet Gününe kadar orada debelenip duruyor."

Zeyd Ibni Eslem (R.A.) der ki, «Bir gün Ibni Ömer'in yanimda iken içeriye Abdullah Ibni Vakid girdi, üzerinde yeni bir elbise vardi. Ibni Ömer'in ona söyle dedigini duydum: «Yavrum! Elbiseni yerde sürükleme. Çünki ben Peygamber (S.A.V)´imizin

Peygamber'imiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:

«Büyüktük duygusu ile elbisesini yerlerde sürükleyenin, Allah (C.C) yüzüne bakmaz» buyurdugunu duymustum.

Rivayet edildigine göre bir gün Peygamber'imiz ((s.a.v.).) avucuna tükürerek öbür elinin parmagini tükürügü üzerine koyar ve söyle buyurur:

"Allah (C.C) buyuruyor ki. «ey Ademoglu, sen mi benim ile boy ölçüseceksin? Ben seni böyle bir seyden (meniden) yaratarak seni gelistirdim, dolgunlastirdim da iki uyku hali (yokluk ve ölüm) arasinda yürüyebildin. Simdi adimlarinin sesi yerden geliyor. Mal biriktirdin, kimseye bir sey vermedin. Fakat mühletin dolunca sadaka vereyim.» dedin, sadaka verecek zamanlarda neredeydin?»

Peygamber'imiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:
«— Ümmetim caka satarak salina salina yürüdügü ve Bizanslilari, iranlilari kendilerine hizmetçi tuttugu zaman Allah (C.C) onlari birbirine düsürür.»

Peygamber'imiz ((s.a.v.).) buyuruyor ki:

«— Kendini büyük gören ve yürürken calim satanlar Allah (C.C) ile karsi karsiya geldiklerinde O'nu kendilerine karsi gazabli bulurlar.»

Ebu Bekr-ül Huzelî (R.A.) der ki. «bir gün biz Hasan-ül Basrî iîe birlikte iken Ibnî Edhem caminin sultan mahfiline gitmek üzere yanimizdan geçiyordu. Üstüste binmis bol kivrimlari topuklarina kadar sarkmis ve paltosunu kisa birakan ipek bir cübbe giyiyor, çalimli çalimli yürüyordu. Hasan-ül Basrî ona bir bakarak dedi ki:

"Aman, aman! Ne burnu havade, kurumlu, sureti asik ve kendini begenmis edam!
Behey zavalli ahmak! Sen sükrü edâ edilmemis, hesaba gelmez, Allah (C.C)'in emri uyarinca kullanilmayan ve içindeki Allah (C.C) hakki ödenmemis elbiseler içinde calim satiyorsun. Onun her uzvunda Allah (C.C)'in ayri bir nimeti varken azalarinin her birini seytana iltifat ugruna kullaniyor. Allah (C.C)'a yemin ederim ki, sade ve gösterissiz adimlar ile yürümek, hattâ deli gibi sendeleyerek yürümek bu adam hesabina daha hayirlidir."

Ibni Edhem, kendisi için söylenen bu sözleri duydu, geri gelerek Hasan-ül Basr
i den davranisindan dolayi özür diiedi. Hasan-ül Basrî ona dedi ki: «Benden özür dileyecegine Allah (C.C)'a tevbe et. Sen Allah (C.C)'in su buyrugunu hic duymadin mi?

"Yeryüzünde calim satarak yürüme. Çünki (adimlarini ne kadar sert bassan) ne yeri delebilir ve ne de daglarin tepesine erebilirsin."

(Isra sure-i Celilesi; 37)

Yine bir gün delikanlinin biri Hasan-ül Basri´nin yanindan geçiyordu, üzerinde kirmizi renkli, alimli bir elbise vardi. Hasan onu cagirarak dedi ki:

«Ey gençligi ile böbürlenen ve görünüsünün alimliligina tutkun âdemoglu! Oysa ki, neredeyse kibir bedenini örtmek üzeredir ve amelin ile basbasa kalmis gibisin. Yazik sana! Kalbini tedavi et, çünki Allah (C.C) kullarda sadece kalb sagligi arar.»

Rivayete göre Ömer Ibni Abdülâziz (R.A.) halife olmadan önce hacca gider, calimli adimlarla yürürken onu Tavus (R.A.) görür, parmagi ile yandan dürterek ona

«Bu yürüyüs karninda pislik tasiyan kimsenin yürüyüsü degildir» der. «Ömer de ona özür dilercesîne «Amca her azam bu yürüyüse göre egitildim, bu yüzden öyle alistim» diye cevap verir.

Muhammed Ibni Vasî (R.A.) oglunun calim sattigini görünce onu yanina çagirarak kendisine der ki,

«Yavrum, sen kim oldugunu biliyor musun? Anneni köle iken yüz dirheme satin aldim, babana gelince Allah (C.C) onun gibilerin müslümanlar arasinda sayisini çogaltmasin!»

Abdullah Ibni Ömer (R.A.) bir gün elbisesi yerlerde sürünen birini görünce iki veya üc defa arka arkaya «hic süphesiz, seytanin bir çok kardesleri vardir» der.

Mutarrif Ibni Abdullah Ibni Suhiyr, bir gün Mühelleb'i görür, ipek bir cübbesi içinde çalim satmaktadir. Mutarrif ona der ki. «Ey Allah (C.C) kulu! Bu yürüyüsün, Allah (C.C)'in ve O'nun Rasül'ünün gazabina vesile olan bir yürüyüstür.»

Mühelleb ona «Beni tanimiyor musun» diye sorar. Mutarrif de ona

«Tabii taniyorum. Baslangicin bir meni damlasi, akibetin kokusmus bir les parçasi, sen de bu iki uc arasinda pislik yükü tasiycn birisin.»

Bu agir cevap altinda ezilen Mühelleb, agzini açmadan oradan uzaklasir ve bir daha çalim satarak yürümez.

Bu konuda bir sâir söyle der:

Sasarim, görünüsü ile böbürlenene

Oysa ki, dün bir damla meni idi

Yarin da güzel görünüsünün ardindan.

Kabirde kokusmus bir les olacak.»
Sâir Hale-ul Ahmer de söyle der.

«Bir dostumuz var, çatismaya düskündür.

Hatasi çok. sevabi azdir

Tartisirken mayis böceginden daha inatçidir

Yürürken de kargadan daha çalimlidir.»
Diger bir sâir de söyle der:

«Dedim kendini begenmise,

O deyince «benim gibi bir daha gelmez»

Ey çikis günü pek yakin kimse.

Niçin alçak gönüllü davranmiyorsun?»
Zinnûn-ul Misrî (R.A.) da söyle der:

«Ey burnu Kaf daginda, boyun egmez kisi.

Biz balçiktaniz, selâm üzerine olsun.

Dünya hayati bir metagdir

Ölüm ile bütün ayaklar dümdüz olur»

Büyük tefsir âlimi Mücâhid:

«Sonra salina salina yürüyerek evine gitti» mealindeki âyet hakkinda «Yâni. kibirlendi ve çalim satti» der. Hiç süphesiz, en dogrusunu Allah (C.C.) bilir.

X (Twitter) sayfamız!

X (Twitter) adresimizi takip ederek, her türlü ilmi bilgilendirmeden istifade edebilirsiniz.

Günün Sözü

"Biriniz insanlara namaz kıldırdığı zaman, hafif tutsun! Zîrâ onların arasında zayıf, hasta ve yaşlılar vardır. (Ancak) Biriniz kendi başına namaz kılarsa dilediği kadar uzatsın!” (Hadîs-i Şerif—Müttefekun aleyh)"
Telif Hakkı © 2024 Open Source Matters. Tüm Hakları Saklıdır.
Joomla!, GNU Genel Kamu Lisansı altında dağıtılan özgür bir yazılımdır.