Fıkıh Köşesi
PEYGAMBERİMİZE (SAV) TA'ZİM VE HÜRMET
- Ayrıntılar
- Kategori: Fıkıh Köşesi
- Gösterim: 8533
Soru: "Bir televizyon kanalında; (...) isimli şahıs "Müslümanların, peygambere ta'zim ve hürmet ederken, farkına varmadan şirke düştüklerini" iddia etti. Program süresince; sınıf arkadaşından bahseder gibi, 'Muhammed' hitabını kullandı.(...) Programı birlikte izlediğimiz arkadaşlar arasında, bir görüş ayrılığı ortaya çıktı. Bazı arkadaşlar 'Peygamberimiz efendimizi ismi veya künyesi ile anmak caiz degildir' dediler. (...) Bazıları ise bunun örfi bir hüküm olduğunu iddia ettiler. Delil olarak Resul-i Ekrem (sav)'in huzuruna gelen bazı bedevilerin, ismi ve künyesi ile hitap ettiği halde, peygamberimizin bunu yasaklamadığını söylediler. (...) Peygamberimiz efendimizi ismi ve künyesi ile anmak caiz midir, değil midir?"
CEVAP: Resul-i Ekrem (sav)'in huzuruna gelen bazı bedevilerin; O'na ismi ve künyesi ile hitap ettiklerine dair, birçok delil vardır. Bedevi örfüne göre cereyan eden bu hitap şekli, muhkem nass ile yasaklanmıştır: "Allah'ın Resulünü çağırmayı, birbirinizi çağırmanız gibi yapmayın.."(En-Nur Suresi: 63) Gadı Beyzavi, meşhur tefsirinde "Resul-i Ekrem (sav)'e hitap ederken veya O'nu çağırırken, birbirinize yaptığınızdan farklı davranmanız farzdır. O'nun ismini veya künyesini zikrederek, yüksek sesle çağırmayınız. Hitap ederken veya çağırırken: "Ya Resulallah (ey Allah'ın Resulü) Ya Nebiyallah (ey Allah'ın nebisi) gibi" tazim ifade eden ifadelerle anın ve tevazu gösterin. Yüksek bir ses ile değil, mülayim bir sesle, çağırın. Onun beddua etmesine vesile olacak fiillerden uzak durun. Çünkü O'nun bedduası da kabul edilir"(1) diyerek, meseleyi izah etmiştir. Allahu Teala (cc) bu muhkem ayeti ile Hz. Peygamberimiz (sav)'e; uzaktan ismini anarak veya "Ya Ebal-Kaasım" gibi künyesini anarak hitap etmeyi yasaklamıştır. Ayrıca "Doğrusu Allah'ın Resulü yanında seslerini kısanlar (var ya) işte onlar, Allah'ın kalplerini takva için imtihan ettiği kimselerdir. Onlar için mağfiret ve büyük bir mükafat vardır." (El-Hücurat Suresi:3.) ayeti ile seslerini kısmalarını tavsiye etmiştir. Hz. Sa'id b. Cubeyr ve Mücahid bu konuda şunları söylemişlerdir. "Ayetin manası ona rıfk ve mülayemet ile 'Ey Allah'ın Rasulü' deyin, O'nun huzurunda, sesinizi yükselterek 'Ya Muhammed' şeklinde hitap etmeyin" demektir. İmam-ı Dahhak, Hz. Abdullah İbn-i Abbas'tan şu haberi nakletmektedir: "Müslümanlar önceleri Hz. Peygamberimiz (sav)'e 'Ya Muhammed, ya Ebal-Kaasım' diyerek hitab ediyorlardı. Allah Peygamberini tazim için ona böyle hitab edilmesini men etti, artık ona 'Ya Nebiyallah, Ya Resulallah' deyiniz buyurmuş oldu. Mücahid ve Sa'id b. Cubeyr de aynı görüştedir. Katade, "Allah bu ayette peygamberlerine tazim ve tebcilde bulunmasını ona saygı gösterilmesini emretmiştir." demiştir. (2) İbn-i Ebi Hatim, İbn-i Merduye ve Ebu Nu'aym "Dela'il" de İbn-i Abbas'tan tahric etmişlerdir: "Araplar Hz. Peygamberimiz (sav)'e 'Ya Muhammed', ya Ebal-Kaasım diye hitab ederlerdi. Bu ayetle Allah, peygamberine bu şekilde hitap edilmesini men etti. Sahabiler de ondan sonra ona 'Ya Resulallah' diye hitab etmeye başladılar."(3) Kaadi İyaz; bir başka inceliğe dikkati çekerek, şöyle demektedir: "Resul-i Ekrem (sav)'in Allahu Teala (cc)'nın katındaki yüce makamına işaret eden hususlardan birisi de, Allah'ın Kur'an-ı Kerim'de diğer peygamberlere isimleriyle hitab ettiği halde ona yalnızca risalet ve nübüvvet vasfıyla hitap ederek 'Ya Eyyühe'n-Nebi, Ya Eyyühe'r-Resul' buyurmuş olmasıdır"(4)
İmam-ı Zerkeşi'de, Kur'an-ı Kerim'le ilgili ilimlere dair meşhur eserinde "Hitabu'l Medh" (bir kimseye övgü yoluyla hitab etme) başlığı altında şunları söylemektedir: "Hz. Peygamberimiz (sav)'e" "Ya Eyyühe'n-Nebi" diye hitab edilmesi medh hitaplarından bir türdür. Allah umumi bir hüküm vazederken "Ya Eyyühe'r-Resul" özel bir durum için "Ya Eyyühe'n-nebi" buyurmuştur.(5) Hücurat Suresi nazil olduktan sonra sahabeden Hz. Sabit b. Kays (ra) Hz. Peygamberimiz'in huzuruna çıkmamaya, devamlı olarak evinde kalmaya başlamıştır..
Resul-i Ekrem (sav) huzuruna gelmeyen bu sahabesinin durumunu, komşusu Hz. Sa'd b. Muaz'a (ra) sormuştur. Bunun üzerine Hz. Sa'db. Muaz (ra) komşusunu ziyaret eder ve bu davranışının sebebini sorar. Hz.Sabit b. Kays (ra) şöyle cevap verir: "Sesim fıtraten çok yüksektir. Resul-i Ekrem (sav)'in yanında konuşurken, sesim O'nun sesinden yüksek çıkıverir diye endişe ediyorum. Allahu Teala (cc) nehyine uygun davranamazsam, amelerim boşa gidiverir."(6) Her Müslümanın; alemlere rahmet olarak gönderilen Resul-i Ekrem (sav)'e, ta'zim ve hürmette bulunması farzdır. Bahsettiğiniz şahsın iddiası batıldır. Meselenin özü budur. Birbirimize dua edelim.
(1) Gadı Beyzavi-Envaru't-Tenzil ve Esraru't-Te'vil, İst.: 1265 C: 2 Sh: 153.
(2) İbn-i Kesir-Tefsiru'l Kur'an'il Aziym-Beyrut: 1969 C:3 Sh: 306 vd, Ayrıca İmam-Kurtubi-El-Cami li Ahkami'l-Kur'an C:12 Sh: 322.
(3) İmam-ı Alusi-Ruhu'l-Me'ani, Bulak 1301; C: 6 Sh: 116. Ayrıca Abdurrahman b. Ali el-Cevzi-Zadu'l-Mesir-Şam: 1965 C: 6 Sh: 68 vd.
(4) Kaadi Iyaz-Eş-Şifa bi Ta'rif: Hukuki'l Mustafa İst.: 1325; Sh: 37.
(5) Ez-Zerkeşi; El-Burhan fi Ulumi'l-Kur'an, Kahire, 1376 C: 2 Sh: 229 vd.
(6) Müslim; Kitabu'l-İman, I/165, Buhari; Kitabu't-Tefsir, VI/46, 7