Kur'an-ı Kerim'de: "Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz. Zira hakikat şudur ki; kâfirler güruhundan başkası Allah'ın rahmetinden ümidini kesmez"(234) hükmü buyurulmuştur. Mü'minler; Allahû Teâla (cc)'nın yaratmış olduğu nimetlerin bile sayılamayacağının şuurundadırlar. Dolayısıyle bunca lütûf ve ihsânı dikkate alarak; lâyıkı ile kulluk yapamadıklarını îtiraf ederler. Bu sebeble korku içerisindedirler. Ancak kat'iyyen Allahû Teâla (cc)'nın rahmetinden ümitlerini keserek, yeis içine düşmezler. İmtihânı kazandığı sabit olmayan hiç kimse de; Allahû Teâla (cc)'nın azabından emin olamaz. Bu sebeble hayatlarını "Beyne'l havf ve'r Reca" (Korku ile ümit arasında) esâsına göre tanzîme gayret ederler.
“Bir kardeşin, diğer kardeşi kendisine söz söylediği zaman sükût edip onu dinlemesi, mürüvvetten yani insaniyetten(sohbet âdâbından)dir.” (Hadîs-i Şerif—Deylemî)