1905 Öldükten son; geriye mirâs bırakan kimseye "Mûris" denilir. Dolayısıyla mirâs'ın birinci rüknü: Mûris'in bulunmasıdır. İslâm fıkhında; hakikaten veya hükmen ölüm sözkonusudur. Hakikaten ölmek eceliyle kesin olarak âhiret'e intikâl etmektir. Hükmen ölüm ise; uzun yıllar ortadan kaybolup; nerede bulunduğu ve hayatta olup-olmadığı bilinmeyen kimse hakkında "Kadı'nın" (Hâkim'in) verdiği karardır. İkinci rükün: Vâris'in bulunması ve hayatta olmasıdır. Şer'i delille; ölen kimsenin malının verileceği kimseye "Vâris" denilir. Üçüncü rükün: Ölen kimsenin vârislerine intikâl edecek mal veya servetinin bulunmasıdır.(17)
“Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücûda benzerler. Vücûdun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlarda bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.” (Hadîs-i Şerif—Müttefekun aleyh)