Bir Cenazenin Ardından
- Ayrıntılar
- Kategori: Diyaloglar
- Gösterim: 1375
Geçmiş zaman, bekârlık ve işsizlik günlerimiz... Halil abimizin kuyruğu vaziyetinde geziyoruz. Bir gün yine düştük ocağına. Paramız mı bitmişti, sevdiğimiz kız mı evlenmişti, n'olmuşsa olmuştu.
Halil abimin işyerinden adımımı attım, bir kalabalık beni karşıladı. Ağlayanlar, yüzü bir karış olanlar... Arada abimi gördüm, seslendim. Çok meşgul gözüküyor, habire birilerine bir şeyler tembihliyor, birilerini yanına çağırıyor, bir yere gönderiyordu. Nihayet beni fark etti, kolumdan tutup ilk defa gördüğüm bir adama tutuşturdu.
- Necati , dedi, bu benim kardeşim. Sizinle gelsin, orada görüşürüz.
Ne olup bittiğini anlamadan bir arabaya bindik ve beklemeye başladık. Bu arada yağmur başladı.
- N'oldu , dedim.
Bana baktı. Güneş gözlükleriyle Holivut'un sarsak tiplerine benziyordu.
- Metinciğimi kaybettik, dedi.
Yapmacık bir ifadeyle iç geçirdi ve dikiz aynasından arkaya baktı. O anda arka kapılar açıldı ve üç kişi harala-gürele içeri doluştu.
- Nerdesiniz aslanım, diye Necati abi çıkıştı bunlara. Az önceki içlenmeler nasıl da gitmişti.
Arkadakiler laubali tipler gibiydi:
- Yürü Necati, dediler, adamın kafasını bozma!
Bizimki alttan almadı:
- Aslanım, burada ciğerimiz yanmış, adamın canını sıkmayın, diye geriye döndü. Tamam, tamam .. deyip yatıştırdılar. Ve yola koyulduk.
Fakat konvoya yetişemeyecektik galiba. Trafik çok kötüydü ve yanlış bir yerden sapmıştık. Mezarlığa geldiğimizde ortalıkta tanıdık kimse yoktu. Abimin arkadaşları birbirine kızıp hızlı hızlı yürüyordu. Neden sonra bir mezarın başında toplanmış birkaç kişi gördük. Yakında da başka kimse yoktu. Tam o anda Necati abi birdenbire mezarın üzerine atıldı:
- Ah benim ciğerparem, aslan arkadaşım, bizi bırakıp nerelere gittin...
Öyle kendinden geçmiş bir hali vardı ki, mezar başında bekleyen suskun kalabalık içlenip ağlamaya başladı yeniden. Baktım, yanımdaki üç arkadaşın da gözleri dolu dolu olmuş, kendilerini zor tutuyorlar. Vefat edeni tanımam ama ben bile müthiş hislendim, ağlamaklı oldum. Bir yandan, ölenin arkasından böyle yapılması doğru değil demek geçiyor ama Necati abi havaya girmiş, toprağı dövüyordu.
En son Metinim, Metinim!.. deyince bir sessizlik oldu. Yaşlı bir adam koluma girip, Siz nesi oluyorsunuz? diye sordu. Hiçbir şeyi olmuyorduk.
- Abim arkadaşıymış, dedim.
Tam o sıra Halil abimin sesi geldi:
- Ferzan bu tarafa gelin, buradayız!..
Meğer arkadaşları az ileride defnediliyormuş. Bunu Necati abi de duydu ama yerinden kalkamadı.
FerzanTopatan