Teknoloji insanlığa ne yapıyor?
- Ayrıntılar
- Kategori: Bilim ve teknik
- Gösterim: 1204
Doktor Frankenstein'ın canavarı, bugünün bazı teknolojik felaketleri yanında hiç kalıyor! Teknoloji insanlığı geride mi bırakıyor?
Sir Francis Bacon, 1624 tarihli "Yeni Atlantis" kitabında yakıtla çalışan gemileri ve uçan aletleriyle fantastik bir teknolojiyi, bu teknolojinin beslediği kusursuz bir toplumu öngörür. Birkaç yüzyıl sonra, 1818'de Mary Shelley "Frankenstein" adlı romanını yayınlar. Sanayi Çağı'nın başlangıcına ait bu roman, bilim şaşarsa nelerin olabileceği hakkında evrensel bir uyan gibidir.
Teknolojiye dair alternatif görüşler çağlar boyunca insanların hayal gücünde yer bulmak için birbiriyle yarışıyor.
Fakat son zamanlarda Mary Shelley'nin fikirleri Francis Bacon'a sanki baskın çıkıyor. Kontrolden çıkan teknolojilerin (ister Wall Street'in girift hisse işlem programları, ister Meksika Körfezinde derin sondaj yapan kuleler olsun) yarattığı felaketlerin yanında Doktor Frankenstein oldukça masum görünüyor.
Nitekim The New York Times'da yazan Timothy Egan da, su altında sızan petrolün görüntülerini izleyen insanların çaresizliğini "Apollo 13" filmine benzetiyor. 1970'te neredeyse faciayla sonuçlanan bu ay yolculuğu, can alıcı sorunlar karşısında astronot ve bilim insanlarından oluşan bir ekibin nasıl yaratıcı çözümler getirebileceğini gösteriyor.
Egan, "Filmde olduğu gibi gerçek uzay uçuşunda da bizim çocuklar ay modülünü hayat kurtaran eğreti bir çözümle çalışır durumda tutup ellerinde kalan azıcık yakıtla eve dönmeyi başarır" diyor.
Ve körfezdeki felaketi izleyince, "Amerikan üretkenliğine ne olduğunu merak ediyorum" diye ekliyor.
Oysa körfezdeki facianın sebeplerinden biri de teknolojiye aşırı güvendi Elizabeth Rosenthal'in The New York Times'da yazdığı gibi petrol endüstrisi bu güven yüzünden teknolojiyle her sorunu (denizin kilometrelerce derinliğinden petrol pompalamak dâhil) nasıl olsa çözebileceğine inandı.
Bazı bilim insanları teknolojinin bizi daha da karanlık bir geleceğe götüreceğinden kaygılanıyor. Akıllı makinelerin, kendilerini yapan insanları ya köleleştireceğini ya da bir kader savaşında ortadan kaldıracağını düşünüyor.
Bazıları da "insan sonrası bir dönemden" söz ediyor. İç karartıcı. Ama durun, Francis Bacon'un izinden giden iyimserler de var.
Ashlee Vance'in The New York Times'da yazdığına göre, Silikon Vadisi'nin düşünürleri, makinelerin bilince kavuşup insanların onlarla birleşeceği teknolojik bir ütopyaya hazırlanıyor.
Vance bununla ilgili olarak, "İnsanlar ve makineler o kadar kolay ve zarafetle birleşecekler ki yalnızca hastalık ve yaşlılık değil, belki ölüm bile geçmişte kalacak" diyor.
Futurist Raymond Kurzweil ile Google'dan Sergey Brin ve Larry Page dâhil, bu görüşü savunanlar, buluşların 21'inci yüzyıl içinde alabildiğine hızlanacağını ve zorlukları, zahmetleri, petrol sızıntı)arıyla bildiğimiz bu hayatı tamamen değiştireceğini düşünüyor.
Fakat teknolojik ütopyacıların hayal kurdukları yerde hep Mary Shelley'nin gölgesi de var. Vance'in yazdığı gibi, bazı uzmanlar ütopyayı "insanoğlunun iki türe ayrılacağı" bir gelecek olarak görüyor: "Bir yanda üstün zekâya sahip olup yüzlerce yıl yaşayabilenler, öbür yanda köhne, maddi beden ve inançlarıyla kösteklenen diğerleri".
Veya teknoloji hakkında yazan İngiliz gazeteci Andrew Orlowski'nin Vance'a açıkladığı sözlerle: "Ütopya, Lenin veya Milton Friedman'ın toplum için kurduğuna benzer büyük hayallerden biri değildir Bu zengin insanların gemiden kaçmak için yaptıktan bir filikadır".
KEVIN DELANEY
The New York Times