فَجَعَلَهُمْ كَعَصْفٍ مَّأْكُولٍ
Fe cealehum keasfin me’kûl(me’kûlin).
| fe | : böylece |
| ceale-hum | : onları kıldı, yaptı |
| ke | : gibi |
| asfin | : ekin yaprağı |
| me'kûlin | : yenilmiş olan |
Derken (Allah) onları yenik ekin yaprağı gibi yapıverdi.
Artık onları yenilmiş ekin yaprağı gibi kıldı.
Derken kılıverdi onları bir yenik hasıl gibi
Derken onları, yenilmiş ekin yaprağı gibi kılıverdi.
Ve onları, yenilmiş ekin yaprağı gibi yaptı.
Sonunda onları, yenilmiş ekin gibi yaptı.
(3-5) Üzerlerine balçıktan pişirilmiş taşlar atan sürü sürü kuşlar gönderdi. Nihayet onları yenilmiş ekin yaprakları hâline getirdi.
Böylece Allah onları yenilip çiğnenmiş ekine çevirdi.
Onları yenik ekin çöpüne benzetti.
Derken onları kurt yeniği ekin yaprağına çeviriverdi.
Derken Rabbin, onları (kurtlar tarafından kemirilib doğranan) yenik ekin yaprakları haline getirdi.
Nihayet onları, yenik ekin yaprağı gibi yapıverdi.
Onlar da içi boş ekin saplarına, kırılıp ezilmiş samanlara döndüler.
Böylece Allah onları yenilip çiğnenmiş ekine çevirdi.
Sonunda onları, yenik ekin yaprağı gibi kıldı.
Sonunda onlari, yenilmis ekin gibi yapti.*
Nihayet onları yenik ekin yaprağı gibi yapıverdi.
Sonunda onları, yenik ekin yaprağı gibi kıldı.
ve onları yalnız sap dipleri kalasıya yenmiş bir ekin tarlasına benzettiler.
Onları yenilmiş ekin gibi yaptı.
Sonunda onları, yenik ekin yaprağı gibi kıldı.
Böylece Rabbin onları yenilmiş ekin çöplerine çevirdi.
Nihâyet onları, kurt yeniği ekin yaprağı gibi yaptı.
Nihayet, onları yenik ekin yaprağına çevirdi.
Ve böylece onları yenmiş ekin gibi perişan etmişti.