وَإِذْ قَالُواْ اللَّهُمَّ إِن كَانَ هَذَا هُوَ الْحَقَّ مِنْ عِندِكَ فَأَمْطِرْ عَلَيْنَا حِجَارَةً مِّنَ السَّمَاء أَوِ ائْتِنَا بِعَذَابٍ أَلِيمٍ Ve iz kâlûllâhumme in kâne hâzâ huvel hakka min indike fe emtir aleynâ hıcâreten mines semâi evi'tinâ bi azâbin elîm(elîmin).Sureler Anasayfası
Sadakat.Net- Kırık Manalı ve Karşılaştırmalı Meal
enfal suresi 32. Ayet
ve iz : ve olmuştu kâlû allâhumme : onlar "Allah'ım" dediler in : eğer, ise kâne : idi, oldu hâzâ : bu huve el hakka : o hak, gerçek min indi-ke : senin katından fe emtir : o zaman yağdır aleynâ : üzerimize hıcâreten : taş min es semâi : gökten, semadan ev i'ti-nâ : veya bize getir bi azâbin elîmin : acı azabı Hasan Basri Çantay
Hani bir zaman da: «Ey Allah, eğer bu, Senin katından (gelmiş) hak (kitâb) ın kendisi ise durma bizim üstümüze gökden taş yağdır, yahud bize (daha) acıklı bir azâb getir» demişlerdi.
Ömer Nasuhi Bilmen
Ve bir vakit dediler ki: «Ey Allah! Eğer senin tarafından hak olan bu ise hemen üzerimize gökten taşlar yağdır ve bize pek elemli bir azap getir.»
Elmalılı Hamdi Yazır
Bir vakıt da ey Allah, eğer bu, senin tarafından gelmiş hak kitâb ise durma üzerimize gökten taşlar yağdır veya bize daha elîm bir azâb ver demişlerdi
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Bir zaman da onlar: «Ey Allah, eğer senin tarafından gelmiş bir hak kitap ise, durma üzerimize gökten taşlar yağdır veya bize daha acı bir azap ver!» demişlerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Bir vakit de, «Ey Allah, eğer bu Senin katından gelmiş bir hak kitap ise, hiç durma üstümüze gökten taşlar yağdır veya bize daha acı bir azap ver» demişlerdi.
Diyanet İşleri (eski)
'Allah'ımız! Eğer bu Kitap, gerçekten Senin katından ise bize gökten taş yağdır veya can yakıcı bir azab ver' demişlerdi.
Diyanet İşleri
Hani onlar, “Ey Allah’ım, eğer şu (Kur’an) senin katından inmiş hak (kitap) ise hemen üzerimize gökten taş yağdır veya bize elem dolu bir azap getir” demişlerdi.
Diyanet Vakfi
Hani (o kâfirler) bir zaman da: Ey Allah'ım! Eğer bu Kitap senin katından gelmiş bir gerçekse üzerimize gökten taş yağdır, yahut bize elem verici bir azap getir! demişlerdi.
Celal Yıldırım
Hani bir zaman da onlar, «Ey Allahımız ! Eğer bu Kur'ân hakikaten senden ise, üzerimize gökten taş yağdır veya bize acıklı bir azâb getir» demişlerdi.
Suat Yıldırım
Hani bir zaman da onlar: "Ya Rabbî, eğer bu Kur’ân senin tarafından gelmiş hak bir kitap ise hemen üzerimize gökten taş yağdır, yahut bize acı bir azap ver!" demişlerdi.
Ali Fikri Yavuz
Bir vakit de, “- Ey Allah! Eğer bu senin tarafından gelmiş hak bir kitap ise, hemen üzerimize gökten taş yağdır, veya bize daha acıklı bir azap ver”, demişlerdi.
İbni Kesir
Hani demişlerdi ki: Ey Allah'ımız; eğer bu, gerçekten Senin katından ise; bize gökten taş yağdır, yahut acıklı bir azab getir.
Abdulbaki Gölpınarlı
Hani Allah'ım demişlerdi, bu, senin katındansa ve gerçekse başımıza gökten taş yağdır, yahut da bize elemli bir azap ver.
Adem Uğur
Hani (o kâfirler) bir zaman da: Ey Allah'ım! Eğer bu Kitap senin katından gelmiş bir gerçekse üzerimize gökten taş yağdır, yahut bize elem verici bir azap getir! demişlerdi.
Ali Bulaç
Bir de: "Ey Allah'ımız, eğer bu (Kur'an) bir gerçek olarak Senin katından ise, gökyüzünden üstümüze taş yağdır veya acı bir azab getir (bakalım)." demişlerdi.
Bekir Sadak
«Allah'imiz! Eger bu Kitap, gercekten Senin katindan ise bize gokten tas yagdir veya can yakici bir azab ver» demislerdi.
Fizilal-il Kuran
Hani onlar «Allah'ımız, eğer bu Kur'an senin tarafından gönderilmiş gerçek bir kitap ise, başımıza gökten taş yağdır ya da bizi acıklı bir azaba çarptır» dediler.
Gültekin Onan
Bir de: "Ey Tanrı'mız, eğer bu (Kuran) bir gerçek olarak Senin katından ise, gökyüzünden üstümüze taş yağdır veya acı bir azab getir (bakalım)" demişlerdi.
Muhammed Esed
Ve bir de şöyle derlerdi: "Ey Allahımız, eğer bu gerçekten Senin katından (indirilen) hakkın kendisi ise, o zaman gökten taş yağdır başımıza, yahut (daha) can yakıcı bir azap çıkar karşımıza!"
Şaban Piriş
“Ve Allah’ım, eğer bu senin yanından gelmiş gerçekse başımıza gökten taş yağdır, yahut bize acı bir azap ver!”
Tefhim-ul Kuran
Bir de: «Ey Allah'ımız, eğer bu (Kur'an) bir gerçek olarak Senin katından ise, gök yüzünden üstümüze taş yağdır veya acıklı bir azab getir (bakalım) .» demişlerdi.
Ümit Şimşek
Bir vakit de onlar 'Ey Allah, eğer bu Kur'ân Senin katından gelen hak kitap ise, üzerimize gökten taş yağdır veya bize acı bir azap ver' demişlerdi.
Süleyman Ateş
Ve: "Allâh'ım, eğer bu, senin yanından gelmiş gerçekse başımıza gökten taş yağdır, yahut bize acı bir azâb getir!" demişlerdi.
Yaşar Nuri Öztürk
Şunu da söylemişlerdi: "Allahımız! Eğer bu, senin katından gelmiş gerçeğin kendisiyse, gökten üstümüze taş yağdır. Yahut bize korkunç bir azap musallat et."
Edip Yüksel
Hatta, 'Rabbimiz, bu senden gelen bir gerçek ise, üstümüze gökten taşlar yağdır, veya başımıza acıklı bir azap getir,' diyorlardı.