وَنَجَّيْنَا الَّذِينَ آمَنُوا وَكَانُوا يَتَّقُونَ
Ve necceynellezîne âmenû ve kânû yettekûn(yettekûne).
| ve necceynâ | : ve kurtardık |
| ellezîne | : onları |
| âmenû | : âmenû oldular, Allah'a ulaşmayı dilediler |
| ve kânû | : ve oldular, idiler |
| yettekûne | : takva sahibi |
(İçlerinden) îman edib de (Allahdan) korkanları ise kurtardık.
Ve imân etmiş ve ittikâda bulunur olmuş olanları ise necâta erdirdik.
İyman edip de korunur olanları ise kurtardık
İman edip de korunanları ise kurtardık.
Biz iman edenleri ve kötülükten sakınanları ise kurtardık.
İnananları ve Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanları kurtardık.
İnananları ve Allah’a karşı gelmekten sakınanları kurtardık.
İnananları kurtardık. Onlar (Allah'tan) korkuyorlardı.
İmân edenleri, (Allah'tan) korkup (fenalıklardan) sakınanları kurtardık.
İman edip de Allah’a karşı gelmekten sakınanları da kurtardık.
(Peygamberleri Salih’e) iman edib de (küfürden) sakınanları ise kurtardık.
İman edip de korkar olanları da kurtardık.
Ve inananları kurtardık ve onlar, çekinen kişilerdi.
İnananları kurtardık. Onlar (Allah'tan) korkuyorlardı.
İman edenleri ve sakınanları ise kurtardık.
Inananlari ve Allah'a karsi gelmekten sakinmis olanlari kurtardik. *
İnananları ve Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanları kurtardık.
İnananları ve sakınanları ise kurtardık.
Biz, (yalnızca) imana ermiş olan ve Bize karşı sorumluluk bilinci duyanları kurtardık.
İman edenleri ise, Allah’tan sakınmaları sebebiyle kurtarmıştık.
İman edenleri ve korkup sakınmakta olanları ise kurtardık.
İman eden ve Allah'a karşı gelmekten sakınanları ise kurtardık.
İnananları ve korunanları kurtardık.
İnananları kurtardık, onlar korunuyorlardı.
İnananları ve erdemli davrananları ise kurtardık.