أُوْلَئِكَ عَلَى هُدًى مِّن رَّبِّهِمْ وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Ulâike alâ huden min rabbihim ve ulâike humul muflihûn(muflihûne).
| ulâike | : işte onlar |
| alâ huden | : hidayet üzerinde |
| min rabbi-him | : Rab'lerinden |
| ve ulâike | : ve işte onlar |
| hum | : onlar |
| el muflihûne | : felâha erenler |
İşte onlar Rablerinden bir hidâyet üzerindedirler ve işte onlar, (evet) onlar felaha erenlerdir.
İşte onlar, Rablerinden bir hidâyet üzeredirler ve işte felâha erenler de onlardır.
İşte bunlar rablarından bir hidayet üzeredir ve işte bunlardır o felâh bulanlar
İşte bunlar, Rableri tarafından bir hidayet üzeredirler, o kurtuluşa erenler işte bunlardır.
İşte bunlar, Rableri tarafından bir hidayet üzeredirler. Kurtuluşa erecek olanlar da işte onlardır.
İşte onlar Rablerinin yolunda olanlardır, işte onlar saadete erenlerdir.
İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
İşte onlar, Rableri tarafından gösterilmiş doğru yol üzeredirler ve onlar kurtuluşa erenlerdir.
İşte bunlar, Rablarından (belirlenip gösterilen) doğru yol üzeredirler ve işte bunlar kurtuluşa erenlerdir.
İşte onlardır Rab’lerinden bir hidâyet üzere olanlar ve işte onlardır felah bulanlar!
İşte bunlar, Rablerinden bir hidayet üzeredirler ve (azabdan) kurtulacak olanlar da, işte bunlardır.
İşte onlar; Rabblarından bir hidayet üzerindedirler. Ve işte onlar; felaha erenlerin kendileridir.
Onlardır Rablerinden doğru yolu bulanlar, onlardır kurtulup muratlarına erenler.
İşte onlar, Rableri tarafından gösterilmiş doğru yol üzeredirler ve onlar kurtuluşa erenlerdir.
İşte onlar, Rab'lerinden bir hidayet üzerindedirler ve felah bulanlar da onlardır.
Iste onlar Rablerinin yolunda olanlardir, iste onlar saadete erenlerdir.
İşte onlar Rabb'lerinin göstermiş olduğu doğru bir yol üzeredirler ve kurtuluşa erenlerdir.
İşte onlar, rablerinden bir hidayet üzerindedirler ve felah bulanlar da onlardır.
İşte Rablerinin gösterdiği doğru yol üzerinde olan ve dolayısıyla nihai mutluluğa erişecek olanlar bunlardır.
İşte onlar, Rab’lerinin doğru yolu üzerindedirler, dolayısıyla kurtuluşa ereceklerdir.
İşte onlar, Rab'lerinden bir hidayet üzerindedirler ve felah bulanlar da onlardır.
İşte onlar, Rablerinden bir hidayet üzeredirler. Ve onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendisidir.
İşte onlar, Rableri tarafından (gösterilen) doğru bir yol üzerindedirler ve onlar, umduklarına ereceklerdir.
İşte onlardır Rablerinden bir kılavuzlanma üzere olanlar; işte onlardır gerçek kurtuluşu bulanlar.
Rab'leri tarafından gösterilen bir yolu izleyenler ve kazananlar bunlardır.