- Ayrıntılar
-
Kategori: Türk sanatları
-
Gösterim: 4078
Minyatür Nedir ??
Ortaçağ avrupasında el yazması kitapların bölüm başlarında ilk harfler �minium�denilen , maden kırmızımısı bir boya ile seslenirdi. daha sonraları da kitapları süslemek için yapılan resimlere bu ad verilmiştir. minyatür kelimesinin türkçe, arapça ve farsça'da kelime karşılığı yoktur. bizde minyatüre �Nakış yapan sanatkarlara da �nakkaş� denilmiştir.
Ancak günümüzde Dünya'da her yerde minyatür denilmektedir. minyatür bir kitapresim sanatıdır ve kitaplar içine kalıp günümüze intikal etmiştir. minyatürde herşey çizgi ile sınırlıdır. renkler saf ve parlaktır. perspektif derinlik yoktur. nesneler arasındaki boyut farkı önemine göredir. bu anlatım tekniği, dünyanın gölge ve görüntüden ibaret olduğu imajını vermektedir. diğer taraftan da değişmeyen hakikati bize düşündürmektedir.
Osmanlı Türklerinde minyatür, Fatih zamanında gelişmeye başlayarak özel bir üslup kazandı. Bu dönemde yazma kitaplara sultanların portrelerinin yapılması, ilgi çekici bir olaydır. Selçuklu Sultanları gibi Osmanlı Sultanları da saraylarında nakkaşhaneler kurarak nakkaşların çalışmalarına kolaylık sağladılar. Fatih'in nakkaşbaşısı Sinan Bey idi. Osmanlı minyatürlerinde sultanların 16. ve 17. yy. daki hayatlarını hikaye eden eserler başta gelir.
Topkapı Sarayı hazine kütüphanesinde ve İstanbul Üniversite kütüphanesinde birçok eserlerin ciltleri arasında 15.000 kadar minyatür adeta milli galeri halinde bir araya toplanmıştır. Bunlar hep Kanuni Sultan Süleyman zamanında ve ondan sonra yapılmış eserlerdir. Bu milli resim hazinesi bugüne kadar dünyaya az tanıtılmıştır.
Bugün Osmanlılara ait en eski minyatürlü elyazması kitaplar, Beyazıd II'nin hükümdar olduğu günlerden kalmadır. Bunlar da Türkiye dışındadır. Topkapı Sarayı Müzesinde, Farsça bin hamsede çeşitli nakkaşların resimleri vardır. 1498'de yazıldığı anlaşılan bu yazma kitabın minyatürlerinin de aynı dönemde yapıldığı sanılıyor. Bu sırada Osmanlı minyatürünü HERAT ve ŞİRAZ üsluplarıyla etkilediği görülür. Baba Nakkaş adıyla tanınan Şeyh Mustafa saray duvarlarını nakışlarla , yine aynı dönemde Abdurrahmanül Mevlevi Konya'da Mevlana Türbesinin içini kalem işleriyle süsledi.
Yavuz Sultan Selim'in hükümdar olduğu dönemden kalan minyatürlerde mimari kurgular, insan tiplerinin işlenişi, elbise biçimleri değişik bir mekan ve renk içinde gösterilir. Buna yeni Türk üslubunun habercisi olarak bakanlar da vardır. Uluğ Bey zamanında Herat'tan İstanbul'a gelen nakkaşlarla, çaldıran seferinden sonra Yavuz Sultan Selim'in yanında getirdiği nakkaşlar, Herat Okulunun ve üslubunun etkisini sürdürürler, yeni gelişmekte olan Türk üslubuna basamak hazırladılar.
Osmanlı minyatürcülüğünde portre resmi, tarihi konular ve saray hayatı sahneleri yanında at koşularını ve bazı muharebe sahnelerini kuvvetli bir görüşle gerçek olarak gösteren çok canlı minyatürler ortaya konulmuştur. Yalnız hiç değişmeyen ve ışık değişikliğini tanımayan renkler yüzünden bunlar kırmızı, rengin hakim olduğu parlak ve alacalı bir etki bırakırlar. Bazen altın ve gümüş yalnız da kullanılmıştır.
Osmanlı minyatürcülüğünün en verimli ve canlı dönemi Kanuni Sultan Süleyman'ın hükümdarlığına rastlar. Sarayda çalışmakta olan nakkaşlar; Nakkaşanı İran ve Nakkaşanı Rum adları altında iki kümede toplandı. İki ayrı öğreti biçimini , iki ayrı üslup özelliğini sürdüren bu nakkaşlar, en iyi şartlarda çalışırlardı. Nakkaşanı İran topluluğu içinde Türkler de vardı. Nakkaşanı Rum topluluğu ise asıl Türk minyatürünü geliştirdi. Bu çağda minyatür sanatına yeni nitelik kazandıranlardan biri Nigari'dir.
Nigari İstanbul'da Galata'da doğmuş, 1572 yılında 80 yaşında ölmüştür. Kendisi denizci olup asıl adı Hayolar Reis idi. Onun Topkapı Sarayı Müzesi'nde bulunan minyatürleri siyah bir fon üzerine yapılmıştır. Ve çehrelerdeki kişisel portre benzerliği ile hayret uyandırmaktadır. Fakat diğer taraftan ellere ve ayaklara önem verilmediğinden bunlar ihmalci bir şekilde resmedilmiştir. Nigari'nin Kanuni, Barbaros ve Selim II.'yi canlandıran üç portresi Topkapı Saray Müzesindedir.
Osmanlı klasik sanatının en yüksek dönemini oluşturan III. Murat (1574-1595) çağında oluşturulan en önemli eser Seyit Lokman'ın kaleme aldığı Nakkaş Osman ve çıraklarının resmedildiği iki ciltlik Hümername'dir. Osmanlı sultanlarının savaşlarını ve başlarından geçen olayları hikaye eden Hünername minyatürlerinin Osmanlı savaşlarını tasvir eden büyük grup düzenlemeleri çarpıcı renkleri ile eşsiz bir anıtsallığa sahiptir.

Boğaziçinden görünüm, DERVİŞ HASAN EYYUBİ imzalı yazı çekmecesi Topkapı Sarayı Müzesi c.Y.463.III Ahmet Dönemi
Kağıt oyma tekniğiyle süslenmiş yazı çekmecesi sarayında bulunan Derviş Hasan Eyyubi imzalıdır. Çekmecenin kapağındaki Boğaziçi manzarası önemli bir dönemdir. Önde incelik kağıt parçalarından yapılmış türlü ağaç ve çiçeklerin arasında avlanan koşuşan bir genç, aslanlar, tavşanlar, geyikler, kuğular vardır. Havada uçuşan çeşitli kuşlar ayrıntıyla işlenmiştir. Boğaziçi kıyılarına serpiştirilmiş kasırlar, havuzlu bahçeli pavyonlar, yelkenliler, saltanat kayıkları bilgi ile çizilmiştir.
Bir yandan minyatürcülüğün ayrıntıcı yaklaşımı öte yandan bir perspektif denemesi dikkati çeker.

Bahçeli Köşk ABDULLAH BUHARİ İmzalı lake cilt kapağı Topkapı Sarayı Kitaplığı E.H. 1380 Nolu 1728-29 tarihli yazmanın cilt kapağı ön yüzü
Lale devrinde yapılmış bir cilt kapağı. Lake tekniğiyle yapılmış bu cilt kapağında Bahçeli köşk Abdullah Buhari imzasıyla anlatırlır. 1729 tarihli bu cilt kapağında yeni teknik ve üslup denemeleri vardır. Bu minyatür ön kapakta yer alır. Madalyon bir çerçeve vardır. Bahçeli bir kıyı kasrı canlandırılmıştır. Duvarla çevrili bir bahçenin ortasında fıskiyeli havuzlar ve çiçek tarlaları arasına yerleştirilmiş bir bahçe pavyonu yer alır. İki yandaki yapılar derine doğru giderek daralan çizgiler oluştururlar. İlkel de olsa bir perspektif denemesi yapılmıştır.

Dere Kenarında Evler ABDULLAH BUHARİ İmzalı lake cilt kapağı Topkapı Sarayı Kitaplığı E.H. 1380 Nolu 1728-29 tarihli yazmanın arka yüzü
Lake cilt kapağının arkası- Dere kenarındaki Evler anlatılmıştır. Abdullah Buhari her yönüyle denemeci bir sanatçıdır. tepelerin arasından kıvrılarak akan ırmağın iki yanına ufak ev kümeleri, tepeler, ağaçlar yerleştirilmiştir. Irmağın üzerindeki köprünün çizimindeki başarı minyatür geleneğinden tepelerin arasına sıkıştırılmış köy görünümü kompozisyona boyut kazandırmıştır.
Abdullah Buhari' nin bu iki resmi aynı zamanda, Türk resminde bilinen en erken tarihli figürsüz manzara kompozisyonlarıdır.

Irmak Kenarında Köşk İstanbul Üniversitesi Kitaplığı RAKKAMEHU MEHMET T.2962 no.lu yazmanın lake kapağı 1145/1732 tarihli
İstanbul Üniversitesi Kıtalığında bulunan Rakkamehu Mehmet İmzalı Irmak kenarındaki köşk İmzalı minyatür, 1732 tarihli bir cilt kapağı. Ağaçlar ve evler arasından dolanarak büyük bir köprünün altından geçen ırmağın kıyısında iki katlı bir köşk görülür. Köprü, sağdaki köşkün giriş kemeri tüm derinliğiyle verilmiştir.

İstanbul'da görünüm HASİP Özel Kolleksiyon 1758/59 tarihli
1758/ 59 tarih ve Hasip imzalı İstanbul'da görünüm adlı bir manzara minyatürü sağda kat kat çağlayanlar , arasındaki surlar ve açık denizde süzülen gemiler, denizden içeri kıvrılarak akan ırmağın kıyısındaki pavyon, çeşitli düzenlemelerin başarıyla bir araya geldiğini gösterir. Gölgelemeler, koyulup açılan renkler, sanatçının batı resim tekniklerine yabancı olmadığını gösterir.

I.Mustafa İCMAİL-İ TEVARİH-İ AL-İ OSMAN Topkapı Sarayı Kitaplığı ,E.H.1435,s.35 b,1786/87
18.yy. boyunca minyatürlerde manzaralar o kadar yaygınlaşır ki artık padişah portrelerinde bile görülür. I Mustafa'nın bu portresi Icmal-i Tevarih-i Âl-i Osman imzalıdır. Topkapı Sarayı Kitaplığından alınmıştır. Portrenin altına şerit biçiminde bir manzara kompozisyonu yerleştirilmiştir.

Manzara DİVAN-I İLHAMİ Topkapı Sarayı Kitaplığı H.912 s.3b 19. yüzyılın ilk yarısı
Kitap resmin son örneğidir. Topkapı Sarayı Kitaplığında bulunan 19. yy başlarında hazırlanmış bir el yazmasıdır. Bir suluboya manzarasıdır. Bu deniz manzarasında ince fırça vuruşları, pastel renkler, ışık-gölge ve perspektif kullanımı ile batı tekniklerini gerçek anlamıyla uygulayan bir sanatçının emeği vardır.

Kasaba Görünümü DİVAN-I İLHAMİ Topkapı Sarayı Kitaplığı H.912, s. 9a. 19.yüzyılın ilk yarısı
Bir rumeli kasabası olduğu izlenimi veren mükemmel bir manzara resmi- Divan-ı İlhami, Topkapı Sarayı Kitaplığı- bir minyatürden çok duvar resmini anımsatır. Yemyeşil ağaçlarda ışıklar sararan yapraklar, gökyüzünü kaplayan açık pembe ve mavi tonlar, aynı renklerin değişik tonları Batı resmi eğitimi almış bir sanatçı tarafından bilgiyle kullanılmıştır.

Haliçte Gösteri SURNAME-İ VEHBİ Topkapı Sarayı Kitaplığı A. 3594 s. 92b (ayrıntı) 1720-30
Minyatürde figür 17. yy. dan sonra geleneksel yaklaşımdan bir ölçüde kurtulmuştur.
Zat-ül Kürsi, ikdal Cuman fi tarih Ehlez Zaman, İstanbul Üniversitesi Kitaplığı.
17.yy. 'ın son yıllarında hazırlanmış ve içinde ve sabit yıldız ve burçları simgeleyen figürlerin bulunduğu bir el yazmasında, geleneksel kalıplardan tümüyle ayrılan çizimler görülür.

İki kadın ABDULLAH BUHARİ İstanbul Üniversitesi Kitaplığı T.9364 no.lu albüm s. 12a 18. yüzyılın ortaları
18. yy. ortaları Abdullah Buhari, İstanbul Üniversitesi Kitaplığı. İki kadın adlı bu figür çalışması sanatçının saray okulunun sınırlı olanakları içinde gerçekleştirdiği ürkek arayışlara bir örnektir. Aynı zamanda bu figürler rahat bir mekan içinde geleneksel kalıplardan sıyrılmış bir biçimde durmalarıyla dikkat çeker. Kadınlardan biri ayakta durmakta, diğeri oturmaktadır. Her iki figürde de bir rahatlık hissi vardır.
Buhari'nin manzara denemeleri, figür çalışmalarından daha yenilikçi ve başarılıdır.
19. yy. dan sonra perspektif ve renklerde ışık etkilerinin ortaya çıkmasıyla minyatür. Sanatı ortadan kaybolmaya başlar ve yeni Türk resminin temelleri de bu dönemde atılmaya başlar.
Ve son dönemin en önemli ustalarından Nusret Çolpan Kendisini Kanuni devrinde yasayan Matrakçi Nasuhi isimli sanatçi çok etkilemis... Mimaride
Kazandigi disiplin ve görüsten de faydalanarak Minyatüre kendine has bir çizgi ve renk getirmistir. Ancak bunu minyatürün genel prensiplerine uyarak yapmaktadir , çalismalarinin hepsi özgün ve daha önce yapilmamis konulardir.
27 yildir Minyatür çalisan sanatçinin yurt içinde ve yurt disinda degisik koleksiyonlarda yaklasik
Yaklasik 330 eseri bulunmaktadir.
türkresmi.com