Reşahat
Şeyh Seracüddîn Külal Pirmesî
- Ayrıntılar
- Kategori: Reşahat
- Gösterim: 3926
ŞEYH SERACÜDDÎN KÜLAL PİRMESÎ
Buhara'ya dört fersah mesafede Pirmes köyünden. . Başlangıçta, sonradan Şâh-ı Nakşibend'in halkasına girmiştir. Emîr Hamza'ya bağlılık devresinde bir gün kendinden gaib olma hâlini yaşıyor ve bu hâli üç gün, üç gece sürüyor. Emîr Hamza bu hâli öğrenince müridlerine diyor ki : «Gidiniz ve onun kulağına deyiniz ki, vardığı yerden ileriye gitmeyip geriye dönsün! Emîr Hamza böyle söylüyor deyiniz!» gidiyorlar ve kulağına eğilip aynen söylüyorlar. Bir anda silkinip kendisine geliyor.
Hoca Ubeydûllah Hazretleri, hâllerinin başında Şeyh Seracüddin'i görüp sohbet etmişler. .
Anlatıyorlar :
— Buhara'dan Semerkant'a giderken yolda Şeyh Seracüddin'in köyüne uğradım. 22 yaşlarındaydım. Yanlarında kalmam için çok çalıştılar. Gönlüm kalmayı kabul etmediği için izin istedim. Şeyh Seracüddin'in yanında kaldığım iki üç gün, sohbetlerinden hayli faydalandım. Gündüzleri çömlekçilik ederler ve geçeleri çok oturup sohbet ederlerdi. Mecliste ne vaziyette otururlarsa, bir heykel gibi o vaziyeti muhafaza edib oturuş şekillerini değiştirmezlerdi. Evlerine ne zaman bir misafir gelse, her tarafı süpürülmüş bulur ve Şeyhi elinde bir süpürgeyle görürdü. Bunun sırrını sual edenlere : «Bize her misafir gelişinde hazırlanmamızı haber verirler» demişti.
Kendisi anlatıyor :
— Bir gün Şeyh Ebulhasan Aşkî bağlılarından birkaç kişiye rastladım. Lâf arasında zannettiler ki, benim muradım kendilerini mürid edinmektir. Şöyle dediler : «Ey Şeyh, vaktini boşuna harcama! Biz Şeyh Ebulhasan'ın aşkiyle doluyuz!» Ve ellerini boğazlarına götürerek «Artık içimizde başka bir şey sığmaz! Kendi sohbet ve nisbetinize bizde yer bulamazsınız!» diye ilâve ettiler. Bu sözden bende ihtiyarsızca bir gayret peydahlandı. Bir de baktım ki, yere düşüp gömleklerini parçalamaya başladılar. Onları kendilerine getirmek için ayrı bir tasarrufa ihtiyaç bulunduğunu anladım ve gerekeni yerine getirdim. Ayrılınca eteklerime yapıştılar ye yalvarmaya koyuldular. Kendilerine dedim ki : «Biz, sizin şeyhiniz Ebulhasan ile aynı çeşmeden su içmekteyiz. Ona bağlanmak bize bağlanmaktır. Ayrılık nazarı dervişlerdedir; mürşidler arasında ayrılık yoktur.»
Şeyh Seracüddin Hazretlerinin, Tevhid Kelimesiyle zikirde, her harfi göbekle sağ ve sol meme arası resm'ederek zikretmeye dair bir usulü vardır.