Dokuz ikram
- Ayrıntılar
- Kategori: Hayat-ı İslamiyye
- Gösterim: 1261
Hz. Osman (r.a.) buyurdu ki: “Beş vakit namazı muntazam zamanında kılan kimseye Allahü Teâlâ (c.c.) dokuz ikramda bulunur”;
1) Cenab-ı Hak onu sever.
2) Bedeni sıhhatli olur.
3) Melekler onu muhafaza ederler.
4) Evinde bereket olur.
5) Yüzü, salih kimselerin sîmâsı gibi olur.
İslam yaşanırsa ne olur?
- Ayrıntılar
- Kategori: Hayat-ı İslamiyye
- Gösterim: 1436
İslâm yaşanır hale gelirse ne olur?" sorusunu yazan, çizen, düşünen insanlarımızın içinden geçirdiği, dışından seslendirdiği bir sorudur.
İslâm bir köyün, şehrin, devletin veya dünyanın bütün insanları tarafından yaşanırsa iyi sonuç alınır.
Bir toplumun çoğunluğu İslâm dışı yaşarken, bir avuç insan İslâm'ı yaşıyorsa kış günü serada yetiştirilen çiçek gibi olur ve toplumun pis havasının içinde çiçeklerin mis havası yok olur gider.
Kurban kesmeye mâlî vaziyeti müsâit olmayanlar ne yapmalı?
- Ayrıntılar
- Kategori: Hayat-ı İslamiyye
- Gösterim: 1022
Kurban kesmeye mâlî vaziyeti müsâit olmayanlar, bayramın birinci günü öğleden sonra 6 rek'at namaz kılarlar.
Namaza şöyle niyet edilir:
„Yâ Rabbî, âciz kulun kurban kesemedi. Kurban yerine şu vücûdumu huzûrunda yere sererek kurban ediyorum. Beni de kurban kesenler meyânına kabûl eyle. Allâhü Ekber“
Devamını oku: Kurban kesmeye mâlî vaziyeti müsâit olmayanlar ne yapmalı?
Hacca gidemeyen müslümanlar ne yapmalı?
- Ayrıntılar
- Kategori: Hayat-ı İslamiyye
- Gösterim: 1697
Hacca gidemeyen müslümanlar, Arefe günü günü öğle ile ikindi arası, kendini Arafat'ta kabul ederek Allah rızası için 2 rek'at namaz kılar.
Her rek'atte 1 Fâtiha-i şerîfe, 3 „Kul yâ eyyühel-kâfirun...“, 10 İhlâs-ı şerîf okur.
Namaza şu niyetle başlanır: „Yâ Rabbî, bugün şu saatlerde Arafat'ta binlerce müslümanın "Lebbeyk" diye ilticâ ettiği zamanda, âciz kulun orada bulunamadı. Bu kulunun rûhunu onlarla beraber kılıp, benim ilticâmı da onların ilticâsına ilhak buyur. Orada afv-ı umûmîye mazhar kıldığın kullarına beni de ilhak eyle, Allâhü Ekber.“
İbadetler aslında birer şükürdür!
- Ayrıntılar
- Kategori: Hayat-ı İslamiyye
- Gösterim: 1431
Allah Teâlâ, nimetlerin ihsân edicisidir. Nimetlere nâil olanın, onları verene şükretmesi gerekir. İbâdet de, Allâh’ın nimetlerine karşı bir şükürdür.”
(Şah Veliyyullâhi’d-Dehlevî k.s., Huccetullâhi’l-Bâliğa, 1/143)
“Kur’an okumakta insanlar üç kısma ayrılır:
- Ayrıntılar
- Kategori: Hayat-ı İslamiyye
- Gösterim: 1300
“Kur’an okumakta insanlar üç kısma ayrılır:
1. Dili hareket eder; fakat neler söylediğinden, kalbinin haberi yoktur.
2. Başkasından duyup dinler gibi, dilinin okuduğunu kalbi dinler ve anlar.
Sen, namaz kılmış olmadın!
- Ayrıntılar
- Kategori: Hayat-ı İslamiyye
- Gösterim: 1682
Resûlüllah (sallAllahu aleyhi vesellem) Efendimiz, bir gün mescitte ashâbıyla birlikte otururken, ismi Hallad olan, dîni yeni öğrenmiş bir bedevî zât girdi. Rükû ve secdesini tam yapmadığı bir namaz kıldı.
Sonra huzura gelerek selâm verdi. Resûlüllah Efendimiz selâmını aldı ve “Dön namazını tekrar kıl” buyurdu.
O zât dönerek, önceki kıldığı gibi namazını tekrar kıldı.
Beş Ölçü
- Ayrıntılar
- Kategori: Hayat-ı İslamiyye
- Gösterim: 1263
Mücâhid (r.a.) İbni Abbas (r.a.)’dan şu öğütleri ve ölçüleri nakleder:
“— Şu beş şeyin çok sayıda görülmüş faydaları var:
1. Seninle alâkalı olmayan şeyi konuşma. Çünkü o lüzumsuzdur.
Cahilliğin altı alâmeti!
- Ayrıntılar
- Kategori: Hayat-ı İslamiyye
- Gösterim: 1460
Şu altı özelliğin, cahilliğin alâmeti olduğu, câhillerin bu alâmetler ile belli olacağı bildirilmiştir:
Birincisi: Cahiller, her şeye öfkelenirler, sinirlenirler. Her şeye, insana, hayvana, hoşlanmadıkları bir şeyle karşılaştıkları her şeye kızarlar, öfkelenirler. Hattâ cansız varlıklara bile kızarlar. Bu, câhillik alâmetlerindedir.
İkincisi: Faydalı, faydasız demeden akıllarına geldiği gibi konuşurlar.
En güzel tedavi
- Ayrıntılar
- Kategori: Hayat-ı İslamiyye
- Gösterim: 1752
Ünlü Abbâsî halîfelerinden Hârun Reşîd’in mütehassıs bir doktoru vardı ve Hıristiyandı. Bir gün bu doktor ile, saraydaki vazîfelilerden İbni Vâkıd adındaki zât arasında şöyle bir konuşma cereyan ediyor... Doktor diyor ki:
“— Sizin kitâbınızda, tıp ilmine dâir hiç bir şey yok. Halbuki ilim iki nevidir; biri ilm-i ebdân (hekimlik ilmi), diğeri de ilm-i edyân (dînî ilimlerdir.)
— Cenâb-ı Hakk, tıp ilminin tamamını, Kur’ân-ı Kerîm’de bir âyetin yarısında toplamıştır.
— Nedir o âyet?
Adabı Muaşeret
- Ayrıntılar
- Kategori: Hayat-ı İslamiyye
- Gösterim: 2142
Selâmlaşmak, selamı yaymak da müslümanın edeplerindendir. Bu münâsebetle müslüman, müslüman kardeşi ile buluştuğunda ve ayrılırken selâm vermelidir.
Kimsenin olmadığı eve veya herhangi bir mekana girerken de “Esselâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhi’s-sâlihiyn” diyerek selam verilmelidir.
Yine iki müslüman buluştuklarında müsâfaha etmelidir, uzun bir ayrılıktan sonra buluşmuşlar ise göğüs gögüse kucaklaşabilirler.
Müslüman, müslüman kardeşine hakâret etmemeli, kaş-göz hareketleri yapmamalı, lakâp takıp alay etmemelidir, kibirlenip böbürlenmemeli, mütevâzı (alçak gönüllü) olmalıdır.