لِّكُلِّ نَبَإٍ مُّسْتَقَرٌّ وَسَوْفَ تَعْلَمُونَ
Likulli nebein mustekar(mustekarrun), ve sevfe ta’lemûn(ta’lemûne).
| li kulli | : hepsi için, herbiri için vardır |
| nebein | : haber |
| mustekarrun | : kararlaştırılmış (zaman) |
| ve sevfe | : ve yakında |
| ta'lemûne | : bileceksiniz |
«Her bir haberin kararlaşmış bir zamanı vardır. Siz de yakında öğrenirsiniz».
Her bir haberin bir mukarrer zamanı vardır. Ve yakında bilirsiniz.
Her haberin mukarrer bir zamanı var, artık ileride bilirsiniz
Her haberin kararlaştırılmış bir zamanı vardır. Artık ileride anlarsınız.
Her haberin kararlaştırılmış bir zamanı vardır, siz de onu yakında bileceksiniz.
Her haberin gerçekleşeceği bir zaman vardır ki siz onu yakında bileceksiniz.
Her haberin gerçekleşeceği bir zamanı vardır. İleride bileceksiniz.
Her haberin gerçekleşeceği bir zaman vardır. Yakında siz de gerçeği bileceksiniz.
Her haberin kararlaştırılmış bir vakti (belirlenmiş bir saati) vardır ve siz de onu ileride görüp anlayacaksınız.
(66-67) Bu, hakikatin ta kendisi olduğu halde, senin halkın onu yalan saydı. De ki: "Ben sizden sorumlu değilim. Her haberin kararlaştırılmış bir zamanı vardır; Siz de yakında öğrenirsiniz."
Kur’an’daki her haberin tahakkuk edeceği muayyen bir zamanı var. Artık yakında öğrenirsiniz.
Her haberin kararlaşmış bir zamanı vardır. Siz de yakında bileceksiniz.
Her haberin mukadder bir zamanı var, siz de öğrenir, bilirsiniz yakında.
Her haberin gerçekleşeceği bir zaman vardır. Yakında siz de gerçeği bileceksiniz.
Her bir haber için 'kararlaştırılmış bir zaman (müstakar)' vardır. Siz de bileceksiniz.
Her haberin gerceklesecegi bir zaman vardir ki siz onu yakinda bileceksiniz.
Her haberin bir gerçekleşme zamanı vardır. İlerde anlayacaksınız.
Her bir haber için 'kararlaştırılmış bir zaman' (müstakar) vardır. Siz de bileceksiniz.
(Allahtan gelen) her haber belli bir süreç içinde gerçekleşir: ve siz zaman içinde (hakikati) anlayacaksınız".
Her haberin gerçekleşeceği bir an vardır. İlerde anlayacaksınız.
Her bir haber için 'kararlaştırılmış bir zaman (müstakar) ' vardır. Siz de bileceksiniz.
Her haberin bir vakti vardır; yakında onlar da öğrenecekler.
Her haberin gerçekleşeceği bir zaman vardır. Yakında bilirsiniz.
Her haberin gerçekleşeceği bir zaman/mekân vardır. Yakında bileceksiniz.
Her bir haberin gerçekleşeceği bir zaman vardır. İleride bilecekler.