وَكَذَّبَ بِهِ قَوْمُكَ وَهُوَ الْحَقُّ قُل لَّسْتُ عَلَيْكُم بِوَكِيلٍ
Ve kezzebe bihî kavmuke ve huvel hakk(hakku),kul lestu aleykum bi vekîl(vekîlin).
| ve kezzebe | : ve yalanladı |
| bi-hî | : onu |
| kavmu-ke | : senin kavmin |
| ve huve | : ve O |
| el hakku | : hak, gerçek |
| kul | : de, söyle |
| lestu | : ben değilim |
| aleykum | : sizin üzerinize |
| bi vekîlin | : bir vekil |
O (Kur'an) hak iken kavmin onu yalan saydı. De ki: «Ben sizin üzerinize (gönderilmiş) bir vekîl değilim».
Kavmin O'nu (Kur'an-ı kerîm'i) yalan saydı. Halbuki, o bir hakikattır. De ki: «Ben sizin üzerinize vekil olmuş değilim.»
Bu böyle hakk iken kavmin buna yalan dedi, de ki üzerinize vekil değilim
Bu böyle gerçek iken, kavmin bu (Kur'an)'a yalan dediler. De ki: «Ben sizin vekiliniz değilim.»
Kavmin o (Kur'ân'ı) yalan saydı, halbuki o gerçektir . De ki: « Ben sizin vekiliniz değilim».
Gerçekten, senin milletin Kuran'ı yalanladı. 'Cezanızı ben verecek değilim' de.
O (Kur’an) hak olduğu hâlde, kavmin onu yalanladı. De ki: “Ben size vekil (sizden sorumlu) değilim.”
Kur'an hak olduğu halde kavmin onu yalanladı. De ki: Ben size vekil (kefil) değilim.
Kavmin Onu (Kur'ân'ı) yalan saydı. Halbuki O haktır. De ki: Üzerinize vekîl değilim, (benim görevim açık tebliğdir. Azâb ve mükâfat verme Allah'ın kudreti dahilindedir.)
(66-67) Bu, hakikatin ta kendisi olduğu halde, senin halkın onu yalan saydı. De ki: "Ben sizden sorumlu değilim. Her haberin kararlaştırılmış bir zamanı vardır; Siz de yakında öğrenirsiniz."
Kur’an hak olduğu halde, senin kavmin onu yalanladı. Onlara şöyle de: “- Ben, sizin üzerinize gönderilmiş vekil değilim.”
Kavmin onu yalanladı. Halbuki o, haktır. De ki: Ben, sizin üzerinize vekil değilim.
Kavmin, Kur'ân'ı yalan saymada, halbuki o, gerçektir. De ki: Ben, sizi koruyucu değilim.
Kur'an hak olduğu halde kavmin onu yalanladı. De ki: Ben size vekil (kefil) değilim.
Senin kavmin, O (Kur'an) hak iken onu yalanladı. De ki: "Ben, üzerinize bir vekil değilim."
Gercekten, senin milletin Kuran'i yalanladi. «Cezanizi ben verecek degilim» de.
Kur'an gerçek olduğu halde, senin kavmin onu yalanladı. Onlara de ki; «Ben sizin (akıbetinizi yönlendirmekle yükümlü) vekiliniz değilim.»
Senin kavmin, O (Kuran) hak iken onu yalanladı. De ki: "Ben üzerinize bir vekil değilim."
Oysa senin hitap ettiğin toplum, bütün bunların hakikat olduğu ortadayken, yine de bunları yalanlıyor. (O zaman) de ki, "Ben sizin davranışınızdan sorumlu değilim."
Senin toplumun da hak olmasına rağmen, onu yalanladı. “Ben, sizin üzerinize vekil değilim” de!
Senin kavmin, O (Kur'an), hak iken onu yalanladı. De ki: «Ben, üzerinize bir vekil değilim.»
Kavmin, hakkın tâ kendisi olduğu halde Kur'ân'ı da yalanladı. De ki: Ben sizden sorumlu bir vekil değilim.
O, gerçek iken kavmin onu yalanladı. De ki: "Ben size vekil değilim!"
O, hak olduğu halde senin toplumun onu yalanladı. De ki: "Ben size vekil değilim."
Gerçek olmasına rağmen senin halkın bunu yalanladı. De ki: 'Ben üzerinizde gözetici değilim.'