1-25, 26-50, 51-75, 76-100, 101-125, 126-150, 151-175, 176-213
51- Kadınlar teravih namazına camiye
gitmekle daha çok sevap mı kazanırlar?
Kadınların, namazlarını evlerinde kılmaları daha
faziletli olmakla birlikte, günümüzde camide va'z dinleyerek, bilmedikleri
şeyleri öğrenmeleri, imamın arkasında namaz kılarken, hatalı okuyuşlarını
düzeltme imkanı elde etmeleri ve cemaat faziletini kazanmaları bakımından,
tesettür ve İslamî adaba riayet ederek teravih namazı için cami ve cemaate
gitmelerinde bir sakınca yoktur.
52- Teravih namazı ne kadar süratli
kılınabilir?
Teravih namazı Ramazan-ı şerife mahsus yirmi
rek'at, sünneti müekkede bir namazdır. İki rek'atte bir selam verildiği
takdirde akşam namazının sünneti gibi dört rek'atta bir selam verildiği
zaman yatsı namazının dört rek'at ilk sünneti gibi kılınır. Hangi namaz
olursa olsun, daima tadil-i erkana riayet edilmesi gerekir.
Teravih namazı, cemaat halinde kılındığı zaman imamın cemaatı bıktıracak ölçüde uzun kıraat yapması uygun olmadığı gibi Fatiha'dan sonra kısa bir süre veya üç kısa ayetten noksan okunması da uygun değildir. Harflerin hakkı verilmeli, süratli okuyacağım diye harfler birbirine karıştırılmamalıdır. Oturuşlarda Tehiyyattan sonra salli, barikler de tam okunarak kılınmalıdır.
53- Teravih sekiz rek'at kılınır
mı?
Teravih namazı Ramazan-ı şerife mahsus yirmi
rekattan ibaret sünneti müekkede bir namazdır. Sekiz rek'at kılan bir kimse
bu namazı tam kılmış sayılrnaz. Zaruri bir durum bulunmadıkça 20 rek'atın
tam kılınması uygun olur. Ancak sekiz rek'at kılan kimse de kıldığı kadarının
sevabını alır.
54- Kandil gecelerinde özel bir
namaz var mıdır?
Kandil gecelerine ait özel bir namaz yoktur.
Fakat bu mübarek geceleri, kaza namazı veya nafile namaz kılarak, Kur'an
okuyarak, tevbe istiğfar ederek ve diğer ibadetlerle değerlendirmek uygun
olur.
55- Kabir namazı diye bir namaz
var mıdır?
Hz, Peygamber (S.A.V.) Efendimiz'in kıldığı ve
kılınmasını tavsiye ettiği namazlar arasında "kabir namazı" adıyla bir
namaz yoktur.
Fazla sevap kazanmak maksadıyla bir kimse istediği kadar Allah rızası için nafile namaz kılabilir.
Fakat, dinin aslında olmayan bir isim ile namaz ihdas etmek doğru olmaz.
56- Sünnet namazlar terkedilir mi?
Sünnet namazlar, sünnet-i müekkede, sünnet-i
gayri müekkede olmak üzere ikiye ayrılır.
Sünnet-i Müekkede olan namazlar, Peygamber (S.A.V.) Efendimiz'in devamlı kılıp pek az terketmiş oldukları sünnetlerdir. Bu sünnetlerin yapılması sevaptır. Kasten terk edilmesine azap yok ise de; itap (azar) vardır. Ancak aşırı yorgunluk, hastalık ve benzeri durumlarda sünnet namazlar terk edilebileceği gibi yolculuk esnasında seferi durum da da terk edilebilir.
Sünnet-i gayri müekkede; Peygamber Efendimiz'in ibadet maksadı ile ara-sıra yapmış oldukları şeylerdir. Bu sünnetlerin yapılması güzeldir. Sevaba ve Peygamberimiz'in şefaatine vesiledir. Kılanlar, sevabını alırlar; terk edilmesi ise azarlanmayı gerektirmez.
57- Namaz borcu olan kimselerin,
sünnet yerine kaza namazı kılmaları mı,
yoksa sünnetleri terketmemeleri
mi daha iyidir?
Hanefi mezhebine göre, üzerinde namaz borcu olan
kimselerin, kaza namazı kılmaları beş vakit namazın farzlarından önce ve
sonra kılınmakta olan revatib sünnetleri ile, teravih, duha ve tesbih namazı
gibi kılınması hakkında Rasulüllah (S.A.V.)'in emir ve
tavsiyesi olan namazlar müstesna- diğer nafile namazları kılmalarından
efdaldir. Yani üzerinde namaz borcu olanlar, üzerimde kaza namazım var
diye revatip olan sünnetleri terketmezler. Hem bu sünnetleri eda ederler,
hem de fırsat buldukça vaktinde kılamadıkları namazları kaza ederler.
Rasulüllah (S.A.V.) bir hadis-i şeriflerinde:
"Kutun kıyamet günü ilk hesaba çekileceği konu, farz namaztardır. Eğer bu tamamsa işi kolaylaşmıştır. Aksi hatde, "bakın bakalım, nafileden, bir şeyi var mı?" denir. Nafile ile farz eksikleri tamamlanır.."buyurmuştur.
Malikî, Şafiî ve Hanbeli mezheplerine göre ise namaz borcu olan kimselerin sabah namazının sünneti dışında, revatip'ten olsun, olmasın, nafile namaz ile meşgul olmaları uygun değildir. Bir an önce borçlarını kaza etmeleri gerekir.
58- Kaza namazlarının her namazın
arkasında kılınması şart mıdır?
Kazaya kalmış farz ve vacip bütün namazlar kerahet
vakitlerinin dışında her zaman kılınabilir. Bunlar için belirli bir vakit
yoktur. Ancak, düzenli bir şekilde namaz borçlarını tamamlamak için, kaza
namazlarını vakit namazlarının peşinden kılmayı prensip haline getirmek
güzel bir hare-kettir.
59- Kaza namazını emreden ayet ve
hadisler var mıdır?
Namazları vaktinde kılmak farz olduğu gibi vaktinde
kılınamayan farz namazların kazası farz; vacip namazların kazası ise vaciptir.
Kur'an-ı Kerim'de geçen "namazı kılın" emri, edaya şamil olduğu gibi kaza
namazlarına da şamildir. Çünkü emredilen bir şey, eda veya kaza edilmedikçe
yerine getirilmiş olmadığından zimmetten sakıt olmaz. Bu emir, Kur'an-ı
Kerim'in yüz küsür yerin-de geçmektedir. Bu itibarla kaza namazları Kur'an'da
yoktur demek yanlıştır. Ayrıca bu konuda bir çok hadis-i şerif vardır.
Peygamber (S.A.V.) Efendimiz; "Uyku veya unutkanlık sebebiyle namazını
vaktinde kılamayan, hatırladığı zaman hemen kılsın" buyurmuştur. Asrı saadetten
beri de buna muhalefet eden hiçbir kimse bulunmamıştır. Şu halde namazların
kaza edilmesi kitap, sünnet ve icma-i ümmetle sabittir.
60- İkamet ettiği yerle işyeri arası
(90) kilometreden fazla olsa,
her gün gidip gelse bu kişi yolda
ve işyerinde devamlı seferi mi olur?
Bir kimse ikamet ettiği yerden en az 90 km. uzağındaki
iş yerine her gün gidip geliyorsa o kimse için her iki yer de Vatan-ı aslî
sayılır. Her iki yerde de namazlarını, dört rek'at olarak kılar. Bu iki
yer arasındaki yolculuk esnasında ise dört rek'atlı farzları iki rek'at
olarak kılar.
61- Seferilikte veya yeraltında
madende çalı-şan bir kimse cem-i takdim veya cem-i tehir yapabilir mi?
Hac mevsiminde Arafat'da öğle vaktinde öğle ile
ikindi namazlarını Müzdelife'de yatsı vaktinde akşam ile yatsıyı cem etmenin
dışında, Hanefi mezhebinde cem-i takdim veya tehir yapmak caiz değildir.
Şafii mezhebinde ise sefer halinde cem-i takdim ve cem-i tehir caiz görülmüştür.
Gerektiğinde Şafiî mezhebindeki ictihatla amel edilebilir.
62- Cuma namazı misafire farz mıdır?
Misafir kişi cuma namazı kıldırabilir mi?
Cuma namazının farz olmasının şartlarından biri
de mukim olmaktır. Dinen misafir sayılan kimselere cuma namazı farz değildir.
Ancak, kıldık-ları takdirde farz olarak sahih olur ve ayrıca öğle namazını
kılmaları gerekmez.
Misafir olan bir kimse, cuma namazında mukim olan cemaate imam olabilir. Üzerine cuma namazı farz olmayan kimseler cuma namazını kıldıkları takdirde üzerlerinden o günün farz olan öğle namazı sakıt olur.
63- Cuma günü imam minberde iken
camiye gelen kimse, cumanın ilk sünnetine başlayacak mı?
Cuma günü imamın minbere çıkmasından itiba-ren,
hutbeyi bitirinceye kadar, namaz kılmak, konuşmak, konuşana sus demek,
selam alıp vermek, Kur'an okumak, tesbih çekmek, dua edene "amin" aksırana
"yerhamukallah" demek caiz değildir.
Camiye, imam minbere çıktıktan sonra gelenler, oturup ezanı ve hutbeyi dinlemeli, cumanın ilk sünnetini farzdan sonra kılmalıdırlar.
64- Türkiye Darü'l-İslam mıdır?
Bazı kimseler Türkiye'de cuma namazı kılınmaz diyorlar ne dersiniz?
İslamî hükümlerin açıkça icra edildiği veya Müslümanların
İslamî hükümleri icra imkanına sahip olduğu ülkelere "darü'l-İslam"; bunun
aksi olan ülkelere de "darü'l-harb" denir. Nüfusunun ekserisi Müslüman
olan ülkeler de "Darü'1-Harp" sayılmaz.
Ayrıca; nüfusunun tamamı veya çoğunluğu Müslüman olmasa bile, islamî hükümlerin icra edilebildiği memleketler "darü'l-İslam" sayılır. Bu itibarla, Türkiye "darü'l-İslam"dır; "Darü'1-harb" değildir. Aksini iddia dinî hükümlere aykırıdır, insafsızlıktır. Bu itibarla Türkiye'de cuma namazının kılınması farzdır.
65- Kilisede namaz kılınabilir mi?
Zaruret bulunmadıkça kilisede namaz kılmak mekruhtur.
Ancak namaz kılınacak uygun başka bir yer bulunamadığı takdirde, temiz
olmak kaydıyle orada namaz kılınmasında dinen bir sakınca yoktur. Kilise,
Havra vb. gayri müslimlere ait ibadet yerleri satın alınarak veya başka
yollarla cami haline getirilirse mescit hükmünü alır. Artık o yerde namaz
kılmakta hiçbir sakınca kalmaz.
66- Pijama ve sabahlık ile kılınan
namaz caiz midir?
Setr-ü avrete riayet etmek ve temiz olmak şartı
ile ev kıyafeti olan pijama ve sabahlıkla namaz kılmak caizdir.
67- Kısa kollu gömlekle, dar pantolonla
namaz kılmak caiz midir?
a) Erkeklerin uzun kollu gömlekle kollarını sıva-yarak
namaz kılmaiarı mekruh ise de kısa kollu gömlekle namaz kılmaları mekruh
değildir.
b)Tesettürü sağlayan temiz her elbise ile namaz kılmak caizdir. Ancak uzuvlar belli olacak şekilde dar pantofonla namaz kılmak mekruhtur.
68- Namaz içinde bazıları el hareketi
göz hareketi yaparlar, elbiseleriyle oynarlar.
Böyle kılınan namaz kabuf olur
mu?
Namaz kılan insan Allah huzurunda bulunuyor demektir.
Namazla ilgisi olmayan ve namazı ıslaha
yönelik olmayan bazı hareketler namazı bozar. Şöyle ki:
a)Namaz içinde yapılan hareketi karşıdan gören birisi o hareketi yapanın namazda olmadığı kanaatına varırsa -buna "amel-i kesîr" denir ki- bu hareketi yapan kişinin namazı bozulmuş olur. Namaz kılarken yerden bir taş alıp kuşa atmak gibi.
b) Eğer namaz kılanın bir hareketi, karşıdan bakıldığında onun namazda olduğu kanaatını doğuruyorsa -sözgelimi dizine batacak bir taşı tek eliyle bir kenara atması gibi- buna "amel-i kalîl" denir ki namazı bozmaz. Ancak, zaruret olmadıkça, amel-i kalîl sayılan şeylerin yapılması da mekruhtur.
Namaz içinde mekruh olabilecek abes hare-ketlerden sakınılmalıdır. Namazı mekruh olarak eda etmiş olan kimsenin, vakit ve fırsat varsa namazı yeniden kılması uygun olur. Eğer vakit ve fırsat yoksa; kerahetle eda edilmiş sayılır; kaza edilmesi gerekmez.
69- Namaz kılarken kaç rek'at kıldığını
unutan bir kimse bu hususta ne yapabilir?
Bir kimse namaz kılarken kaç rek'at kıldığı (kaçıncı
rek'atte olduğu) hususunda şüpheye düşerse ve bu hal ilk defa başına geliyorsa
namazı yeniden kılar. Böyle sık sık şüpheye düşen kimse ise kanaatına (yani
galip zannına) göre hareket eder, yeniden kılması gerekmez. Mesela; öğle
namazını kılarken, üç mü kıldım, dört rek'at mı kıldım diye şüphe edip
de üç rek'at kılmış oldu-ğuna hüküm verirse, ihtiyaten bir rek'at daha
ilave eder. Bu husustaki tereddüt ve düşüncesinden dolayı da sehiv secdesi
yapar. Ayağa kalktıktan sonra dört rek'at kıldığına hükmettiği takdirde
oturur teşehhüt ve selamdan sonra sehiv secdelerini yapar. Kaç rek'at kıldığına
karar veremediği zaman az olanı alır. Bu durumda bir rek'at daha kılar.
Ancak tereddüt ettiği rek'atın, dördüncü rek'at olması ihtimalini dikkate
alarak, oturup teşehhüd yapar. Ettehiyyatü'yü okuduktan sonra, kalkıp bir
rek'at daha kılar. Namazın sonunda sehiv secdelerini yapar.
70- Mezar nakli hangi ahvalde caizdir?
Vefat eden bir kimseyi, bulunduğu yerdeki kabristanlardan
birine defnetmek müstehaptır. Günümüz imkanlarına göre cesedin kokma tehlikesi
yoksa ve taşınabilir bir durumda ise daha defnedilmeden başka bir kabristana
veya başka bir memlekete götürülüp gömülmesinde bir beis yoktur. Fakat
cenaze gömüldükten sonra, bir zaruret olmadıkça kabri açılamaz ve başka
yere nakledilemez. Ancak şu durumlarda kabrin nakli mümkündür.
a) Ölü, başkasına ait bir yere defnedilmiş olur ve mülk sahibi buna razı olmazsa,
b)Yol geçmesi ve benzeri sebeplerle, o yer kabristan olmaktan çıkarsa,
c) Kabri su basması tehlikesi varsa, nakli caizdir.
71-Yurtdışından Türkiye'ye cenaze
nakli caiz midir?
Yurtdışında vefat eden bir Müslümanın cenazesinin
Türkiye'ye nakledilmesinde bir sakınca yoktur. Ancak bir Müslümanın vefat
ettiği yerde Müslümanlara ait mezarlık bulunduğu takdirde onun oraya defnedilmesi
daha uygundur.
72- Yurtdışında ölenlerin orada
gömülmeleri günah mıdır?
Cenazeyi öldüğü yere defin etmek, menduptur.
Bundan maksat öldüğü yerin mezarlığıdır. Cenazeyi defnetmezden önce başka
yere nakletmek de caizdir. Definden sonra kabrinden çıkararak nakil ise
kesin zaruret olmadıkça mutlak suretle caiz değildir.
Bu itibarla; yurtdışında ötenlerin, bulundukları yerde bir Müslüman kabristanı varsa, orada defnedilmeleri uygun olur. Şayet Müslüman kabristanı yoksa Hıristiyan mezarlığında Müslümanlar için ayrılmış olan bölüme defnedilmeleri mümkün olduğu gibi, Türkiye'ye nakledilmeleri de caizdir.
73- Cenaze yıkanmadan ölünün yanında
Kur'an okumanın hükmü nedir?
Ölü yıkanmadan yanında Kur'an okumak mekruhtur.
Ancak başka bir odada okunmasında
bir sakınca yoktur. Yıkandıktan sonra, yanında da
okunabilir.
74- Ölünün ağzında bulunan altın
dişierini sökmek caiz midir?
Ölümünden sonra, bir kimsenin ağzındaki sabit
yani çıkarılıp takılmayan dişlerin sökülmesi caiz değildir.
75- Cenazenin tabutla defnedilmesi
doğru mudur?
Cenazenin tabutsuz olarak defnedilmesi esas-tır.
Ancak kabrin zemini rutubetli veya yumuşak olduğu takdirde cenaze tabut
ile defnedilebilir. Fakat böyle olmayınca tabut ile defin mekruhtur.
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |