وَيُدْخِلُهُمُ الْجَنَّةَ عَرَّفَهَا لَهُمْ
Ve yudhıluhumul cennete arrefehâ lehum.
| ve yudhılu-hum | : ve onları dahil edecek |
| el cennete | : cennet |
| arrefe-hâ | : onu tarif etti, tanıttı, bildirdi |
| lehum | : onlara |
onları, kendilerine tanıtdığı, cennete sokar.
(5-7) (Allah Teâlâ, o mücahitleri) Hidâyete kavuşturacaktır ve onların hallerini ıslah buyuracaktır. Ve onları cennete girdirir. Onu kendilerine bildirmiştir. Ey imân etmiş olanlar! Eğer siz Allah için yardım ederseniz size nusret verir ve ayaklarınızı sabit kılar.
Ve kendilerini Cennete koyar, onu onlar için güzel kokularla donatmaktadır
Onları kendileri için güzel kokularla donattığı cennete koyar.
Onları, kendilerine tanıttığı cennete koyacaktır.
Onları, kendilerine anlattığı cennete koyar.
Onları, kendilerine tanıttığı cennete koyacaktır.
(5-6) Allah onları muratlarına erdirecek, gönüllerini şâd edecek ve onları, kendilerine tanıttığı cennete sokacaktır.
Ve onları, kendilerine tanıttığı Cennet'e koyar.
Onları, kendilerine tanıtmış olduğu cennetine alır.
Onları, (dünyada) kendilerine tanıtmış olduğu cennete koyar.
Onları kendilerine tanıttığı cennete sokar.
Ve cennete sokar onları ve cenneti, onlara tanıtmaktadır.
Onları, kendilerine tanıttığı cennete sokacaktır.
Ve onları, kendilerine tarif edip tanıttığı cennete sokacaktır.
Onlari, kendilerine anlattigi cennete koyar.
Onları dünyada iken tanıttığı cennete koyar.
Ve onları, kendilerine tarif edip tanıttığı cennete sokacaktır.
ve onları kendilerine vaad ettiği cennete koyacaktır.
Onları, kendilerine tanıttığı cennete koyacaktır.
Ve onları, kendilerine tarif edip tanıttığı cennete sokacaktır.
Ve kendilerine anlattığı Cennete onları yerleştirir.
Onları, kendilerine tanımladığı cennete sokacaktır.
Ve onları, kendilerine tanımlamış olduğu o cennete koyacaktır.
Onları kendilerine tanıtmış olduğu cennete sokacaktır.