Fıkıh Köşesi
EVLATLIĞIN MİRASDAN PAYI
- Ayrıntılar
- Kategori: Fıkıh Köşesi
- Gösterim: 4521
Soru: "Benim sormak istediğim mesele, miras hukuku ile ilgilidir. Onbeş yıl önce, annesi ve babası ölen bir çocuk resmen bir aileye evlatlık olarak verilmiştir. Evlatlık olarak verildiği tarihte bu çocuk henüz dört-beş aylıktır. Evlatlık olduğunu dahi bilmeden büyümüştür. Kendisine sahip çıkan erkeğe 'baba', kadına da 'anne' demiştir. (...) İki ay önce, bu evlatlığın baba bildiği kimse vefat etti. Geriye karısı ve evlatlık edindiği çocuk kaldı. Ölen kimsenin bir erkek, bir kız kardeşi halen hayattadır. (...) Bu durumda terikenin üzerindeki haklar nelerdir ve nasıl hareket edilmelidir? Evlatlığının, ölen babalığının malında hakkı var mıdır?"
CEVAP: İslam dininin, cahiliye döneminde geçerli olan "evlatlık" müessesesini iptal ettiği malumdur. Resul-i Ekrem (sav)'in, "Herhangi bir mükellef, başka bir kimsenin üzerinde (babası olmadığını bile bile) neseb iddia ederse, o mükellefe cennet haram olur"(1) buyurduğu malumdur. Fakr-u zaruret halinde olan bir yetime nesebini tahrif etmeden (evlatlık edinmeden) sahip çıkan mü'minler, büyük bir hayır işlemiş olurlar. Vefat ettikten sonra malının üçte birinin, sahip çıktığı öksüze veya yetime verilmesini vasiyet etmesi müstehaptır.(2) Zira yetimleri ve öksüzleri koruyan, onların ihtiyaçlarını karşılayan kimseler, ahirette Resul-i Ekrem'e (sav) komşu olacaklardır. Bu büyük bir nimettir. Bu izahtan sonra, meseleye geçebiliriz. Hakları muhkem nasslarla takdir edilen kimselere "Ashab-ı Feraiz" denilir. Resul-i Ekrem (sav)'in, "Ashab-ı feraizin haklarını veriniz. Geriye kalan mal ise, asabeden en yakın olan kişilere aittir"(3) buyurduğu sabittir. Bahsettiğiniz murisin malının dörtte biri, çocuğu olmadığı için "Ashab-ı Feraiz" durumunda olan karısına aittir. Eğer vasiyet etmiş ise (malının üçte birini geçmemek şartı ile), varis durumunda olmayan ve halk arasında "evlatlık" olarak nitelendirilen yetime verilmelidir. Murisin hayatta olan kardeşlerinin; velev ki vasiyeti sözkonusu olmasa bile, bunu yapmaları müstehaptır. Geriye kalan mal, diğer hak sahiplerine teslim edilir. Meselenin özü budur. Birbirimize dua edelim.
(1) Geniş bilgi için: M.Ali Sabuni- Ahkam Tefsiri- İst: 1984, C: 2, Sh: 239- 252.
(2) İbn-i Hümam- Fethu'l Kadir- Beyrut: 1318, C: 8, Sh:419; ayrıca Molla Hüsrev- Düreri'l Hükkam-İst: 1307, C: 2, Sh: 427.
(3) Sahih-i Buhari- İst: 1401, C: 8, Sh: 5, K. Feraiz.