159- Muhakkak
ki dinlerini parçalayıp
ayıranlar, dinin bazı hükümlerini tanıyıp, bazısını tanımayarak
parçalayan veya dinlerini gerçek tevhidde toplamayıp, çeşitli emeller,
mabudlar, metbûlar (kendisine uyulan) ve türlü türlü yollarla
çatallandıran veya din, insanın iç dünyasına ve ruhuna aittir, dışına
ve cismine karışmaz din insanın filan işine hakim ise de filan işine
karışmaz; din başka, millet başkadır, demek gibi bir tavırla dinlerini
birçok işlerinden ayıranlar. Hamze ve Kisâî kırâetlerinde okunduğuna
göre, bu şekillerden biriyle hak dinlerinden ayrılmaya kalkışanlar;
gücünü birlik için değil, ayrılık için harcayanlar ve grup grup
olanlar, yani her biri ayrı bir başkana ve başka bir duygu ve isteğe
taraftarlık ederek grup grup olup ayrılığa düşenler ki, müşrikler
baştan başa böyle oldukları gibi yahudi ve hıristiyanlar da böyle
olmuşlar ve ne yazık ki, müslümanlar da her düşüş dönemlerinde bu
durumlara düşmüşlerdir. Nitekim Peygamberimiz (s.a.v) buyurmuştu ki:
"Yahudiler yetmiş bir gruba ayrıldı, birinden başka hepsi
cehennemdedir. Hıristiyanlar yetmiş iki gruba ayrıldı, birinden başka
hepsi cehennemdedir. Ümmetim de yetmiş üç gruba ayrılacaktır, birinden
başka hepsi cehennemdedir." "O bir tane kurtulan grup kimlerdir ya
Resulallah" sorusuna karşı da: "Onlar benim ve ashabımın üzerinde
gittiğimiz yolda gidenlerdir" buyurmuştu. Bundan da anlaşılır ki
yahudilerden bir, hıristiyanlardan bir, müslümanlardan bir olmak üzere
üç kurtulmuş grup (fırka-ı nâciye) yoktur. Her zaman için bir kurtulmuş
grup vardır ki, o da peygamberin ve ashabının yürüdükleri hak yol ve
sıratı müstakim (dosdoğru yol) olan tevhid yolunda yürüyenlerdir.
Diğerlerine gelince: Sen onlardan hiçbir şeyde ilgili değilsin.
Dinlerini ayıranlar ve grup grup olanların ayrılıklarından,
durumlarından ve felaketlerinden ne sorumlusun, ne de haklarında
Allah'tan bir şey sorup istemeğe yetkilisin; ne onların sana tutunmağa
ve gittikleri yolu sana isnad etmeğe hakları vardır, ne de senin onlara
şefaat etmeye yetkin. Onlara yapılacak iş, uygulanacak emir, yalnız
Allah'a aittir. Ne yapacağını ancak O bilir. Sonra zamanı gelince O,
onlara ne yaptıklarını haber verecektir. O zaman