سَلَامٌ هِيَ حَتَّى مَطْلَعِ الْفَجْرِ
Selâmun, hiye hattâ matlaıl fecr(fecri).
| selâmun | : selâm, selâmet |
| hiye | : o |
| hattâ | : ... a kadar |
| matlaı | : doğuş |
| el fecri | : fecir zamanı |
O (gece) tan yeri ağarıncaya kadar bir selâmdır.
O (gece) tan yeri ağarıncaya değin bir selâmettir.
Bir selâmdır o tâ tan atana kadar
Bir selam (güvenlik)dir o gece, ta tan atana kadar.
O gece, tanyeri ağarıncaya kadar süren bir selâmettir.
O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.
O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.
O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar.
O gece, fecir doğuncaya kadar bir selâmdır.
Artık o gece bir esenliktir gider... Tâ tan ağarana kadar...
O gece, fecrin doğuşuna kadar selâmettir. (Allah o gece yalnız selâmet ve hayır takdir eder, yahud melekler müminlere selâm verir dururlar.)
O, tanyeri ağarıncaya kadar bir selamettir.
Esenliktir, o gece, gün ışıyıncaya dek sürer.
O gece, esenlik doludur. Tâ fecrin doğuşuna kadar.
Fecrin çıkışına kadar bir esenliktir (selamdır) o.
O gece, tan yerinin agarmasina kadar bir esenliktir.
O gece, tanyerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.
Fecrin çıkışına kadar bir esenliktir (selamdır) o.
emin kılar bu (gece), ta şafak vaktine kadar.
O, tan yeri ağarana dek esenliktir.
Fecrin çıkışına kadar bir esenliktir (selamdır) o.
Bir esenliktir o gece, tanyeri ağarıncaya kadar.
Esenliktir o, tâ tan yeri ağarıncaya kadar!
Bir esenlik ve huzur vardır; sürüp gider o, tan yeri ağarıncaya kadar!
O, tan yeri ağarıncaya kadar esenliktir.