خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا إِنَّ اللّهَ عِندَهُ أَجْرٌ عَظِيمٌ
Hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), innallâhe indehû ecrun azîm (azîmun).
| hâlidîne | : ebedî kalıcıdırlar |
| fî hâ | : onun içinde |
| ebeden | : ebediyyen |
| inne allâhe | : muhakkak ki Allah |
| inde-hû | : onun katında |
| ecrun | : bir ücret, ecir, bedel |
| azîmun | : azîm, büyük |
Onlar orada ebedî ve sermedî kalıcıdırlar. Çünkü Allah katında büyük ecir (ve mükâfatlar) vardır muhakkak.
(Onlar) Orada ebedîyyen bâki kalacaklardır. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ'nın indinde pek büyük bir mükâfaat vardır.
Ebedî kalmak üzere orada onlar, çünkü Allah, onun yanındadır ancak azîm bir ecir
Sonsuza dek sürekli kalacaklar onlar orada; çünkü en büyük mükafat ancak Allah katındadır.
Onlar orada ebedi kalırlar. Çünkü en büyük mükâfat Allah katındadır.
(21-22) Rableri onlara katından bir rahmet, hoşnutluk ve içinde tükenmez nimetler bulunan cennetleri müjdeler. Doğrusu büyük ecir Allah katındadır.
Onlar orada ebedî kalacaklardır. Şüphesiz, Allah katında büyük bir mükâfat vardır.
Onlar orada ebedî kalacaklardır. Şüphesiz ki Allah katında büyük mükâfat vardır.
Onlar orada devamlı kalıcılardır. Şüphesiz ki en büyük mükâfat Allah katındadır.
Onlar o cennetlerde ebediyyen kalacaklardır. Muhakkak ki en büyük mükâfat Allah’ın yanındadır.
Onlar, cennetlerde ebedî olarak kalıcıdırlar. Muhakkak ki, en büyük mükâfat Allah katındadır.
Orada temelli kalıcıdırlar. Muhakkak ki Allah katında büyük mükafat vardır.
Orada ebedî kalırlar. Şüphe yok ki pek büyük mükâfât, Allah katındadır.
Onlar orada ebedî kalacaklardır. Şüphesiz ki Allah katında büyük mükâfat vardır.
Onda ebedi kalıcıdırlar. Şüphesiz Allah, büyük mükafaat katında olandır.
(21-22) Rableri onlara katindan bir rahmet, hosnutluk ve icinde tukenmez nimetler bulunan cennetleri mujdeler. Dogrusu buyuk ecir Allah katindadir.
Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır. Hiç şüphesiz büyük ödül Allah katındadır.
Onda ebedi kalıcıdırlar. Şüphesiz Tanrı, büyük mükafaat katında olandır.
İçlerinde ebediyyen yerleşip kalacakları (bahçelerle). Demek ki, katında en büyük ödülü koyan Allahtır!
(21-22) Rab’leri onlara katından bir rahmet, hoşnutluk ve içinde tükenmez nimetler bulunan, içlerinde ebedi ve sürekli kalacakları cennetleri müjdeler! Doğrusu büyük mükafat Allah katındadır.
Onda ebedi kalıcıdırlar. Hiç şüphesiz Allah, büyük mükâfat katında olandır.
Onlar orada ebediyen kalacaklardır. Gerçekten de Allah katında pek büyük bir ödül vardır.
Orada ebedi kalacaklardır. Şüphesiz büyük mükâfât Allâh katındandır!
Onlara orada sonsuza dek kalacaklardır. Hiç kuşkusuz, Allah'ın katında büyük bir ödül daha vardır.
Orada ebedi kalıcılar. Büyük ödül ALLAH katındadır.