10-YUNUS:

96-İnanmayanlara gelince: Muhakkak ki, Rabb'inin kelimesi aleyhlerine kesinleşmiş olanlar, küfürlerine ve azaplarına Rabb'inin hükmü ve kararı kesinleşmiş bulunanlar kendilerine her türlü mucize, her türlü âyet gelmiş olsa da -Firavun gibi bilfiil o acıklı azabı gözleriyle görmedikçe iman etmezler. Azapla karşı karşıya kalmadıkça inanmazlar. O vakit, o iman onlara bir fayda sağlar mı? Yani, yeis halindeki, çaresizlik içindeki zorunluluktan kaynaklanan iman Allah katında makbul olur mu? İşte bu şekilde bir soru akla gelirse:

97-İnanmayanlara gelince: Muhakkak ki, Rabb'inin kelimesi aleyhlerine kesinleşmiş olanlar, küfürlerine ve azaplarına Rabb'inin hükmü ve kararı kesinleşmiş bulunanlar kendilerine her türlü mucize, her türlü âyet gelmiş olsa da -Firavun gibi bilfiil o acıklı azabı gözleriyle görmedikçe iman etmezler. Azapla karşı karşıya kalmadıkça inanmazlar. O vakit, o iman onlara bir fayda sağlar mı? Yani, yeis halindeki, çaresizlik içindeki zorunluluktan kaynaklanan iman Allah katında makbul olur mu? İşte bu şekilde bir soru akla gelirse:

98- "Yunus kavmi müstesna." Yani, Yunus aleyhisselam'ın kavminden başka yeis halindeki imanın fayda sağladığı hiçbir memleket halkı yoktur. İmanları, mutlaka daha önce olmak gerekir ki, gelecek beladan korunmak mümkün olsun. Yoksa dünyevî veya uhrevî, geçici veya ebedi herhangi bir azap gelip çatınca mutlaka hükmünü icra eder. Hakk'ın hükmü böyledir. Ve iyi bilmek gerekir ki, imanın varlığı ve yokluğu da yine Allah'ın dilemesine bağlıdır:

Geri Dön
Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri