67- O, yani yüce Allah odur ki, sizin için geceyi yaptı, yani geceyi karanlık yaptı ki, içinde sakin olasınız, zorluklarını çektiğiniz zahmetli hareketlerden kurtulup, içinde sükun bulasınız. Yani hareketlilikten sükunete geçesiniz, dış dünyadan ilgilenmeyi kesip, kendi kendinizle başbaşa kalıp dinlenesiniz, gündüzü de mübsır, yani gösterici yapmıştır ki, etrafınızı görüp, hareket edebilesiniz, işinize gücünüze bakasınız. Gecelerin her tarafı kaplayan karanlığında yaşama gücü elde etmek için bir dinlenme vesilesi, gün ışığında ise bir uyanıklık ve hareket vesilesi vardır.
Hareket ve sükun ise yalnızca hayat olayları için değil, onun dışındaki bütün fizik olaylarının dahi aslını ve özünü teşkil eder. Bu iki kapsamlı hadise ki, aydınlık ve karanlık gibi birbirleri ile birleşmeleri ve bir araya gelmeleri kabil olmayan iki zıt olgudurlar. Cisimler, kendiliklerinden ve sırf kendi özellikleri ile ne sükundan harekete, ne de hareketten sükuna geçebilirler. İşte bu iki karşılıklı zıddı birbirlerine dönüştürüp, yer değiştirterek kâinat olaylarına akış veren ve gece ile gündüzü bunlarla ilgilendirterek, insanları kâh sükun hissi ile, kâh hareket hissi ile nimetlendiren ve değişikliğe uğratan ancak Allah'dır. Allah, işte böyle bütün nur ve zulmetin, bütün hareket ve sükunetin yaratıcısı ve yöneticisidir. Genellikle insanlar gece ile gündüzdeki sükunetten, hareketten ve zamandan etkilendikleri halde Allah ise zamanın da üstünde hükümran olan bir yüce yaratıcıdır. Muhakkak ki, bunda, gece ile gündüzün böyle düzenlenmiş olmasında, bu aydınlık ve karanlığın ardarda gelişinde, bu sükun ve harekette, bu etrafın görülüş ve görülmeyişinde, bütün bu değişikliklerde gece ile gündüz içinde meydana gelen zaman olgularında ve tarih olaylarında işitme özelliği olup dinleyecek olan bir kavim için (elbette çok, pek çok) âyetler ve ibretler vardır. Yani bütün mekan ve zaman aklî ve naklî tevhid delilleri ile doludur.
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |