66- İyi bil ki, göklerde ve yerde her kim varsa hepsi Allah'ındır. Melekler, insanlar ve cinler ve akıl sahibi bütün varlıklar Allah'ın kulu ve mülküdür. Şu halde o kâfirlerin bütün güvendikleri ve taptıkları şeyler Allah'ın mülkü olduğu gibi kendileri de öyledir.
Allah'dan başkasına yalvaranlar da ortak koştukları şeylerin ortak uyruğu olamazlar. Yani, Allah'ın şeriki, ortağı yoktur. Uluhiyette ortaklık muhal ve imkânsızdır. Allah'dan başka ne varsa hepsi O'nun mahluku ve mülkü olduğundan, Allah'dan başka şeylere dua ve ibadet eden, başka tanrılar olduğunu iddia eden ve onlara uymaya çalışan müşrikler de hakikatte Allah'a ortak olacak tanrılar bulmuşlar da onların uyruğu (tebaası) olmuş olamazlar. Bunlar başka değil, olsa olsa zanna uymuş olurlar, vehim ve hayal peşinde koşarak kendi ortaklarını Allah'ın ortakları sanırlar ve yok yere onlara tanrılık payesi vermiş olurlar. Böyle yapmakla ve onlara tapmakla Allah'dan yakalarını kurtaracaklarını sanırlar. Ve bunlar sadece yalan atarlar. Meseleyi kendi mızrakları ile ölçerler, kendi şahsi görüş ve tahminleri ile yalan söylemekten başka birşey yapmazlar. Sırf kendi arzu ve isteklerine uyarak yaratılmışları yaratan, kulu tanrı, uyanı uyulan farzeder, saçma sapan şeyler uydurur dururlar. Hasılı ortakları yalan, tehditleri boş, Allah'a karşı isnad ettikleri her şey bir hiçtir. Allah'ın gücü ve hakimiyeti altında, hepsi ona mahkumdur.
Gerçekten de:
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |