5-MAİDE

7-Özetle, nimetin artması şükür ile, şükür de nimeti unutmamakla ayakta duracağından bu temizlikleri yapınız ve Allah'ın size olan nimetini ve özellikle İslâm nimetini unutmayınız, zikir ve fikrinizden çıkarmayınız, daima anmakla şükrediniz ki, namaz bu şükür cümlesindendir. Ve o mîsakı anıp îfa ediniz ki, Allah onunla sizi "işittik ve itaat ettik" dediğiniz zaman belgelemiş, sağlamlaştırmıştı. Burada Bakara sûresinin sonundaki: "İşittik, itaat ettik! Rabbimiz, bizi bağışlamanı dileriz! Dönüş sanadır" (Bakara, 2/285) iman ve belgelemelerine bir işaret bulunduğu açıktır. Bu mîsaktan maksat, Akabe gecesinde ve Beyatu'r-Rıdvan'da vaki olan mîsak (anlaşma) olduğu ve Peygamberimiz ile olan bu mîsakın Allah'a isnad edilmesi "Muhakkak ki sana beyat edenler, söz verenler, gerçekte Allah'a beyat etmektedirler." (Feth, 48/10) âyetinin delaletine dayanmış bulunduğu da söylenmiş ise de, bunun âlemin yaratılması ve Âdem'in hilkati konularının içinde olup, Fatiha'da "Ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım dileriz" (Fatiha, 1/4) diye aktedilen ve sonra ağır ağır bütün müslümanların Peygamber'e kolay ve zor, sevinç ve keder, bütün durumlarda işitmek ve itaat etmek esası üzere iman, ittiba ve bey'atlarıyla belgelenen ve dolayısıyla bütün anlaşmaları içine alan ezelî ahd olması daha açık ve daha tercih olunandır. Mücahid, bu mîsakdan maksad, A'raf sûresinin 172. âyetinde açıklanan "Ben sizin Rabbiniz değil miyim? "Evet" dediler" (A'raf, 7/172) anlaşması olduğunu; Süddî de, Allah Teâlâ'nın tevhid ve şeriatler hakkında tayin etmiş olduğu aklî ve şer'î deliller olduğunu söylemiş ve ilm-i kelâmcıların çoğunluğu bunu tercih etmişlerdir ki, bunların hepsi aynı yoruma dönüşürler. Çünkü asıl mîsak birdir. Fazlalaşan bunun çeşitli şekilde belgelenmesidir. Bu hatırlatmanın özeti, "sözleşmeleri yerine getirin" gereğinin kabulü geçmiş olduğunu hatırlatmakla yerine getirilmesini belgelemektir. Şu halde mânâ şöyle demek olur:

Yaratılışınızın bütün geçmiş safhalarında ve mutlak acizliğinizin hüküm sürdüğü varlığınıza ait devrelerinizde, fıtrat olarak bağlanmış olduğunuz ve sonra ihtiyaçlarınızın sıkıştırdığı, emellerinizin kaynaştığı şuurlu demlerinizde akıl ve fikrinizle samimi kalbinizden kopan yalvarmalarınızla "işittik ve itaat ettik" diye kuvvetli sözleşmelerle belgelediğiniz o kulluk sözünü, semerelerini vermeye, nimetlerine ermeye başladığınız genişlik günlerinde ve başarılı olduğunuz sırada unutuvermeyiniz de, o İslâm nimetini ve iman hidayetini teşekkür zevkiyle anıp, akitlerinizi tamamen yerine getirin, ve Allah'dan korkunuz da, bunları unutup nankörlük etmeyiniz, kalbinizi bozmayınız, Çünkü "Allah sinelerinizde gizlenen en gizli şeyleri bilir." Şu halde yalnız cisim ve görünüşle ilgili temizlik ile değil, hem cismanî, hem rühanî, hem zahirî, hem batınî tam bir temizlik ile temiz ve pak olarak olgun bir kullukla Allah'ın huzuruna geliniz ve nimetin tamamına erip şükrediniz.

Geri Dön


Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri