6-EN'AM:
39-Kitapta hiçbir şey eksik bırakılmadığı halde bizim âyetlerimizi yalanlayanlar ise, sağırdırlar. Onları duymazlar, gereği gibi düşünecek ve anlayacak şekilde işitmezler ve bundan dolayı "geçmişlerin masalları" derler. Ve âyetlerden saymazlar da başka âyet isterler. Ve dilsizdirler. Hakkı söyleyemezler. Ve onun için davetine icabet edemezler. Türlü türlü karanlıklar içindedirler. Küfür, cahillik, inat, taklit, nefsin isteği ve ihtiras karanlıkları içinde önlerindekini görmezler, karanlıkta yuvarlanır giderler. Evet Allah kimi dilerse onu sapıklıkta bırakır. Onda dalâlet yaratır. Kendi yolundan sapıtır. Sapıklık onun devamlı tabiatı olur kalır. Allah'ın duyurmadığına kimse bir şey duyuramaz. Allah'ın söyletmediğine kimse bir şey söyletemez. Allah'ın göstermediğine kimse bir şey gösteremez, Allah'ın şaşırttığını kimse yola getiremez. Ağız, dil, göz, kulak verdikten sonra da Allah dilerse o dili söyletmez, o göze göstermez, o kulağa işittirmez. Gerçi yukarda geçtiği üzere Allah kendine rahmeti yazmış, hidayet fıtratı üzere yapmıştır. Önce bizzat, O'ndan zorla saptırmak gelmez. Allah'ın saptırması, kulun sapıklığı istemeye yönelik bir kötü seçimi ile ilgilidir. Fakat yerde sürünen hayvanlar ile havada uçan kuşların farklılığı kabilinden fıtratın derecelerinin farklılığı, sırf onun istemesinin eseri olduğu gibi, kulun istemesinin yerine gelmesi ve onun basması ve mühürlemesi de sırf onun istemesinin eseridir. Bazısında yüzlerle talebten sonra basmadığı sapıklığı, diğer bazısında bir kaç talep ile basar. Ve her kimi dilerse onu doğru bir yola koyar ki, üzerinde yürüyen doğruca gider, maksadına erer.
Allah'ın âyetlerini yalanlayan, doğru yolundan kaçınan ve Allah'dan başka mabudlara tapınan müşriklere, yaratılışta zorunlu olarak tespit edilmiş bulunan birlik âyetini tasdik ile, kendi nefislerindeki yalan çelişkilerini açıklamak ve sonuçlarını göstermek için, ey Muhammed:
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |