53-Bunun için havariler cevaplarını şu dua ile bitirdiler: Ey Rabbimiz, biz senin indirdiğin emre inandık ve peygambere (yahut o resûle) uyduk, şu halde bizi yalnız bir şahid olan İsa ile değil, birliğine şahitlik eden bütün erbâb-ı şühûd (şehadet ehli) ile beraber yaz. Yani melekler, peygamberler, ilim sahipleri ve özellikle "Siz insanlara şahit olasınız, Peygamber de size şahit olsun." (Bakara, 2/143) âyeti gereğince ahirette bütün ümmetlere şahit olacak olan o peygamber Muhammed ve ümmeti ile yaz. Görülüyor ki "şahitlerden" demediler, "şahitlerle beraber" dediler. Zira biliyorlardı ki kendileri "şahidlerden" değildiler. Hz. İsa, havarilerin İslâm'ına ve bu duasına şahit olduğu gibi, Muhammed (s.a.v.) ve ümmeti de buna şahitlik eder. Havariler, manevî bakımdan, Muhammed ümmeti ile beraberdir. Muhammed ümmeti de Hz. Muhammed ile beraber peygamberlerin tümüne; "Peygamberlerden hiç birini diğerinden ayırt etmeyiz." (Bakara, 2/285) diye şahitlik yaptıklarından, Hz. Muhammed ve ümmeti, Hz.İsa'yı ve havarileri beraberlerine almışlardır.
Yuhanna İncili'nin birinci babında yahudilerin, "Sen
kimsin?" diye sorularına karşı Hz. Yahya'nın Mesih'e (İsa'ya) şahitliği
hakkında şöyle bir kıssa vardır: "Yahya inkâr etmeyerek, 'Ben Mesih
değilim.' diye ikrar etti. 'Öyle ise nesin, İlyâ mısın?' diye
sorduklarında; 'O da değilim." dedi. 'Sen o peygamber misin?'
dediklerinde, 'Hayır' diye cevap verdi. O zaman, 'Sen kimsin söyle ki,
bizi gönderenlere cevap verelim. Kendi hakkında ne dersin?' dediler,
'Ben Eş'ıya peygamberin dediği gibi, Rabbin yolunu doğrultunuz, diye
çölde çağıranın sadasıyım.' dedi ve o gönderilenler firisilerden idiler
ve ona sorarak: 'Öyle ise sen Mesih yahut İlya, ya o peygamber
olmadığın halde niçin vaftiz ediyorsun?' dediler. Yahya onlara cevap
olarak: 'Ben su ile vaftiz ederim...' dedi." (İstanbul'da basılmış
Türkçe İncil Tercemesi, 1930). İşte burada "er-Resul", "en-Nebiyyu"
tercemesi olan "o peygamber", "şol peygamber", Tevrat'ta Musa'ya
benzer, "Musa gibi bir peygamber" olarak geleceği açıklanan o
peygamberdir ki, Hz. Yahya'nın şahitliğiyle o peygamberin ne Yahya, ne
kendisi, ne de Mesih olmadığı açıklanmıştır. bunun için İncil'e,
Yahya'ya, Mesih'e iman, gelecek olan "o peygamber"e de imana bağlıdır.
Şu halde havariler Hz. İsa'yı diye şahid getirdikten sonra Allah'a diye
dua ettikleri zaman "inzal ettiğin" cümlesinde şüphesiz "ol peygamber"
de dahil olmakla den kasıtları ya bi'l-ibâre (metin ile) veyahut İsa'ya
veya resul cinsine uymanın gereği olmak üzere bi'l-işâre (metnin
işaretiyle) Muhammed Resulullah'a bakmakta veya kapsamaktadır. Lafzı
itibariyle değilse bile mânâ bakımından şamildir ki "Allah'a ve Resule
uyun." emrinden beri kelimesinin ilk defa burada tekrar etmiş olması
bakımından bunun yalnız e masrûf (çevrilmiş) olmayıp, bütün
peygamberlerin tasdikçisi olan o Resule, "o peygamber"e bağlanması ve
bu şekilde Resul cinsini kapsamına alması sözün gelişinin tümüne daha
uygundur. Bunlar düşünüldüğü zaman duasının tefsir yönü de anlaşılır.
"Allah'a inandık, herşey Rabbimizin katındandır." (Âl-i İmran, 3/7)
"Allah daha iyi bilir."
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |