3-AL-İ İMRAN 

196-199- ki ne kadar dikkate şâyândır!

Nuzül, bir misafire ilk geldiği sırada ikram edilmek üzere hazırlanan yiyecek, içecek ve diğer ikramiye ki, Türkçe konukluk tabir olunur.

Bununla beraber o kâfirler içinde hüsn-i hatime (güzel sonuç)ye nail olup müminler topluluğuna girecek olanlar da bulunduğu unutulmamalıdır. Şöyle ki: "Şüphesiz kitap ehli içinde kimi de vardır ki, Allah'a iman ettikleri gibi, kendilerine indirilene de, size indirilene de iman ederler." Bu son kayıtlar gösterir ki, bunlar ciddi olarak müslüman olacaklardır. Ve nitekim bu ana kadar olagelmişler ve yine olacaklardır. Bu âyet, ta yukardaki (Âli İmran, 3/137) âyetinin de bir izahı gibidir.

Onun gibi bunun da Musevî (yahudi) iken müslüman olan Abdullah b. Selâm ve arkadaşlarının veya İsevî (hıristiyan) iken müslüman olan Necrân ehlinden kırk, Habeş'den otuz, Rum'dan sekiz ve toplam olarak seksen kişinin müslüman olmaları dolayısıyla indiği rivayet edilmiştir. Fakat İbnü Abbas, Câbîr ve Katade demişlerdir ki: Habeş hükümdarı Necaşî Asâme vefat ettiği zaman Resulullah onun üzerine gıyaben cenaze namazı kılmıştı. Bunu gören münafıklar: "Hiç görmediği bir hıristiyan üzerine namaz kılıyor." demiş olduklarından Necâşî hakkında inmiştir. Rivâyet bakımından en yaygın olan budur. Necâşî'nin ölümü de hicretin dokuzuncu senesinde olmuştur. Bunlardan başka bu âyetin bütün kitap ehlinden imana gelenler hakkında inmiş olduğu da rivayet edilmiş ve Mücahid bunu söylemiştir ki, âyetin mefhumuna bu daha uygun görülmüştür. Çünkü herhalde iman ederler mânâsına, gelecek zaman da açıktır.

Geri Dön
Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri