3-AL-İ İMRAN
146-147-148- "Ribbiyyûn" kelimesi, nin çoğuludur ki,
"rabbânî" gibi rabbe nisbettir. Rabbe kulluk eden demektir. nın esresi,
Basra-Bısriyyûn gibi ism-i mensûbun değişimlerindendir. Rabbânî,
mürebbî (terbiyeci) demek olan "rabbe"ye nisbet olarak düşünülebildiği
gibi, "ribbî" de cemaat demek olan "ribbe"ye nisbet olarak da tahlil
edilmiştir ki, esasında sosyal anlamı düşüncesiyle "cemaat" (toplum)
diye tefsir edilmiştir. Bunlardan başka Vâhidî'nin Ferrâ'dan naklettiği
üzere "evvelûn" (yani evvelkiler, öncekiler) mânâsına da gelir.
Bazıları, "rabbânî" ile "ribbî" arasında bir mânâ farkı bulunduğunu
söylemişlerdir. Bu cümleden olarak İbnü Zeyd demiştir ki: "Rabbânî,
veli imamlar, de halkdır ki, ribbe bağlıdırlar. Buna göre "rabbânî" ve
"ribbî" ikisi de "rabbe intisab" mânâsını içermekle beraber, ribbe
bağlanmakla terbiye ve öğrenim görmüş topluluk; rabbânî de rabbe
bağlanmakla diğerlerine öğretim ve eğitim yaptırabilecek yüksek
seviyede bulunanlar diye ayırım yapılması en uygun mânâ olacaktır.
Bununla beraber bunların anlamdaş veya "ribbiyyûn"un, "rabbâniyyûn"dan
daha şümullü olarak da kullanılması caiz olur. Yukarda, Allah
tarafından peygamberliğe, kitaba, hüküm ve hükumete nail olmuş bir
beşerin insanlara karşı, "bana kul olunuz" diye rubûbiyyet (tanrılık)
iddiasına hakkı olmadığı ve "Fakat Rabb'e halis kullar olun." (Âl-i
İmran, 3/79) âyeti gereğince bunların görevi öğretim ve eğitim ile
rabbâniyyûn yetiştirmek olduğu açıklanmakla, Muhammed aleyhisselâmın
gönderilmesinin hikmetlerinden birisi de rabbâniyyûn yetiştirmek olduğu
anlaşılmış ve bundan sonra "Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı
ümmet oldunuz." (Âl-i İmran, 3/110) ilâhî fermanıyla Muhammed
ümmetinin, ümmetlerin en hayırlısı olacağı da anlatılmış idi. İşte
burada, Uhud olayı dolayısıyla Muhammed aleyhisselâma ait sebepler
yüksek bir mânâ ile terbiye edilmek üzere, "Siz öyle ümmetlerin en
hayırlısı olarak rabbânîler olmaya namzedken, geçmiş peygamberlerin
ümmetleri kadar da olamayacak mısınız ki, öldürülme söylentisi
karşısında perişan oluverdiniz." meâlinde büyük ve ince bir azarlama
ortamında, buyurulmuştur.
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |