14- Türbeleri yıkmalı imiş. ithamına cevap
- Ayrıntılar
- Kategori: Vehhabilere cevaplar
- Gösterim: 1619
14- Türbeleri yıkmalı imiş. Buna, İbni Hacer hazretlerinin (Zevâcir) kitâbından cevâb verildi.
14 - İkiyüzotuzdokuzuncu sayfasından başlıyarak diyor ki: (Hadis-i şerifte, insanların en kötüsü, kıyâmet kopacağı zaman diri olanlardır ve kabirleri mescid yapanlardır buyuruldu. İslâmiyetten önce, mezarlar mescid yapılmıştı. Bu ümmetin sonra gelenleri, câhiliyye ehlinden de ileri gitmiş. Sıkıştıkları zaman, Allahı unutuyorlar. Ölüleri ilâh yapıyorlar. Ölülerin, kendilerinden istenilenleri yapacaklarına inanıyorlar. Abdülkâdir-i Geylânî [Abdülkâdir Geylânî 561 [m. 1166] da Bağdâdda vefât etti.] duâ edenleri işitir ve yardım eder diyorlar. Onun gaybı bildiğini sanıyorlar. Hâlbuki, o ölmüştür. Böyle söyliyenler kâfirdir. Kur'anı inkâr etmiş oluyorlar. İbni Kayyım, mezarların üzerindeki kubbeleri yıkmak vâcibdir dedi. İmâm-ı Nevevî, her ne niyet ile olursa olsun, kabir üzerine türbe yapmak haramdır dedi. Mezarlıklar pis olduğu için, orada namaz kılınması yasak edildi diyenler yanılmaktadır. Çünkü, Peygamberlerin mezarları pis olmaz. İbni Hacer-i Hiytemî (Kebâir) kitabında, mezar üzerine kubbe yapmak büyük günahtır. İslâm hükûmet adamlarının bu kubbeleri yıkmaları lâzımdır. Önce İmâm-ı Şâfi'înin türbesini yıkmalıdır, dedi).
Burada da müslümanlara iftirâ etmektedir. Müslümanlar, hergün beş kere, Allahü teâlâya ibâdet ediyor. Ona yalvarıyorlar. Böyle olan bir kimse için, Allahı unutuyor demek, açık bir yalancılıktır. Müslümanlar ölüye tapınmaz. Allahü teâlânın sevdiği kullarının, hattâ her ölünün, mezarda işittiğini, hadis-i şerifler bildirdiği için, Onun mezarına gidip, Onun sebebi ile Allahü teâlâya duâ ediyorlar. Meyyitten vesîle olmasını, şefaat etmesini istiyorlar. Ölü her dilediğini yapamaz. Diri de, her dilediğini yapamaz. Fakat, Allahü teâlâ, sevdiği kullarının ve en önce Peygamberlerin duâlarını kabûl buyuracağını söz vermiştir. Müslümanlar, Peygamberlerden ve Evliyâdan birşey yapmalarını istemez. Allahü teâlânın birşeyi vermesi için duâ etmelerini ister. Evliyâ, kabir başına gelenin dilediğini işitir. Bunu vermesi için, Allahü teâlâya duâ eder. Allahü teâlâ da, duâsını kabûl eder.
İbni Hacer-i Hiytemînin [İbni Hacer-i Mekkî 974 [m. 1566] da Mekkede vefât etti.] (Zevâcir) kitabının yüzyirmibirinci sayfasından tercüme yaparak, vehhâbî kitabının yalanlarını ortaya koyalım: İbni Hacer, hadis-i şerifleri yazdıktan sonra buyuruyor ki: Şâfi'î âlimlerinden birkaçı, yukarıdaki hadis-i şeriflerden alarak, altı şeyin büyük günah olduklarını bildirmişlerdir. Bunlardan biri, kabirleri mescid yapmaktır. Çünkü, hadis-i şerifte, (Peygamberlerin kabirlerini mescid yapmayınız!) buyuruldu. Kabirleri mescid yapanlara lânet edildi ve sâlihlerin kabirlerini mescid yapanların, kıyâmet günü, insanların en kötüleri olacakları bildirildi. Mezarı mescid yapmak demek, ona karşı namaz kılmak demektir. Bunun içindir ki, Şâfi'î âlimlerimiz Peygamberlerin ve Evliyânın mezarlarına karşı, onlara saygı olarak namaz kılmak haram olur dediler. Haram olması için, iki şart lâzımdır. Biri, kabirdekinin sayılı, büyük bilinen kimse olması, ikincisi, namazın ona karşı olmasını niyet etmektir. Mezara kandil yakmak da, ölüye saygı için olunca, haram olur. Mezar etrâfında dönmek de böyledir. Bunlar saygı için değil ise, mekruh olacağı anlaşılmaktadır. Kabre secde ederek saygı göstermek, ona tapınmak olur. Bu ise büyük günah, hattâ küfürdür. Hanbelî âlimlerinden bazıları, kabir yanında saygı namazı kılmak büyük günahtır ve küfre sebep olur. Böyle yapılan türbeleri yıkmalıdır dedi.
İbni Hacer-i Mekkî Hiytemînin (Fetâvâ-yi kübrâ fıkhiyye)sinin Mısr baskısı, cenâze kısmında diyor ki, (Her meyyitin gömüldüğü umûmî kabristanda, mezar üstüne türbe yapılmaz. Bunları yıkmalıdır. Umûmî olmıyan mezarlıktaki türbelerin yanına meyyit gömmek için türbeleri yıkmak câiz değildir.) Onyedinci sayfasında diyor ki, (Umûmî olan kabristana türbe yapmak haramdır. Yapılmış olanı yıkmalıdır. Vakf olan kabristanda ve sahibinden izin almadan, bunun kabristanına binâ yapmak da haramdır. Kendi mülkünde veya başkasının izni ile onun mülkünde türbe yapmak mekruhtur). Yirmibeşinci sayfasında diyor ki, (Umûmî kabristanda türbe yapmak, çok yer kaplıyarak, başkalarının ölülerini gömmelerine mani olduğu için haramdır. Umûmî kabristandaki türbeleri yıkmalıdır. Şâfi'î âlimlerinden çoğu bunun için, imam-ı Şâfi'înin türbesinin yıkılmasına fetvâ vermiştir. Çünkü, bu türbe umûmî kabristandadır). Görülüyor ki, ibni Hacer-i Mekkî her türbe haramdır ve yıkılmalıdır dememiştir.
Evliyânın kabirleri üzerine türbe yapmanın câiz olduğu (Câmi'ul fetâvâ)da, (Keşf-ün-nûr)da ve (Üsûl-i erbe'a)da açık yazılıdır.
Zevâcir kitabı, ikiyüzdokuzuncu sayfasında, gösteriş için yüksek ev yapmanın da büyük günah olduğunu bildirmektedir. Bu hadis-i şeriflere uyarak, türbeleri yıkmayıp, Rıyâdda, Tâifte ve Ciddede yaptırdıkları sefâhet ve fuhuş evlerini yıkmaları vâcibdir. İkiyüzkırksekizinci sayfasında, (Kabirleri ziyâret ediniz! Bu ziyâretler, sizlere âhıret gününü hâtırlatır) hadis-i şerifini yazıyor ve Resûlullahın mübârek annesinin kabrini ziyâret buyurduğunu bildiriyor. Fakat bu hadis-i şerif kabirdekine istigâse etmeği, ondan birşey istemeyi göstermez diyerek Peygamberimizin ve Evliyânın türbelerini ziyâret etmeyi kâfirlerin mezarlara tapınmalarına benzetmeye kalkışıyor.
Anasayfaya dön | Kapak Sayfası |
Sadakat.Net © İslami web hizmetleri |