9 -TEVBE

61-63- Şunlar da onlardandır ki, Peygambere eza ederler. Münafıklardan bir kısmı aralarında konuşurken Peygamber (s.a.v.) Efendimiz hakkında ileri geri konuşmuşlar, içlerinden bazıları "Onun hakkında böyle dedikodu yapmayınız, korkarız ki, kulağına gider, o zaman da bizim için iyi olmaz." demişler. Cülas b. Süveydî, "Biz dilediğimizi söyleriz, sonra da onun yanında söylediğimizi inkâr ederiz, üstüne bir de yemin bastırdık mı, o da hemen bizim doğru söylediğimize inanır, Muhammed duyduğuna inanan bir kulaktır." demiş. İşte bunu açıklamak üzere buyuruluyor ki: Ve o bir kulaktır, derler. Yani ne söylenirse dinler, reddetmez, belirtilerine göre kabul olunup olunmayacağı ayırdetmez, yutar, sanki kendisi bütünüyle bir kulaktan ibaretmiş gibidir. Araplar casusa "ayn", yani "göz" dedikleri gibi, her söylenene kanan, her işittiğine inanan saf kimseye de "üzün" yani "kulak" derler. Hz. Peygamberimiz de münafıkların kabahatlerini yüzlerine vurmaz, merhamet ve kerem gösterirdi. Özellikle yemine çok saygı gösterirdi. Onlar da onun bu tutumunu, onun saflığına verirlerdi. Ondan dolayı böyle söylemişlerdi.

Ey Muhammed onlara de ki, sizin için bir hayır kulağıdır. Evet bir kulaktır, fakat sandığınız gibi değil, bilseniz sizin hayrınıza olan ne güzel bir kulaktır. Çünkü o başka birşey dinlemez hayır ve hak dinler ve sizi dinlerken de sizin hayrınıza dinler, Allah'a iman eder, ve müminlere de inanır. Dikkat edilirse birinci dinî anlamda iman, ikinci lugat anlamıyla inanmak demek olduğundan birincisi "ba" harf-i cerri ile, ikincisi "lam" harf-i cerri ile sıralanarak aralarındaki fark anlatılmıştır. Yani Allah'a iman ettiği için yemini dinler ve müminlerin sözlerine inanır, onları tasdik eder. Ve iman edenlere, (yani sizden imanını açıkça ortaya koyanlara) bir rahmettir. Açıkça ifade ettikleri imanı reddeylemez, kabul eyler, fakat hakikatte işin içyüzünü anlamadığından dolayı değil, sırf müminlere olan merhametinden, yumuşaklığından, sabır ve tahammülünden dolayı sırlarını açığa vurmamak, ayıplarını yüzlerine vurmayıp, örtbas etmek suretiyle kabul eyler. Halbuki; "Allah'ın Resulü'nü üzenlere, evet onlara acıklı bir azap vardır. Bir de gelirler size yemin ederler, bununla sizin gönlünüzü almak isterler. Oysa Allah ve Resulü, rızası kazanılmaya daha çok layıktır. Eğer inanıyorlarsa bunun böyle olduğunu bilmeliler. Bilmiyorlar mı ki, kim Allah'a ve Resulü'ne sürekli karşı gelirse ona muhakkak ki, cehennem ateşi vardır, orada ebedi kalacaktır, işte rüsvaylığın, perişanlığın büyüğü odur."

Aynı zamanda:

Ana Sayfa
Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri